Bazı şavtları yapan sonra kendisi meşgul eden bir durum beliren kimsenin şark koşmuş olarak umreyi yarıda bırakabileceği


355

(5341) No.lu fetva Soru : Ben Cidde'de oturan bir vatandaşım. (Bölümün numarası 11; Page No. 322) Ben, süt çağında bir bebek ve eşim umre yaptık. Umreyi geçen yıl 27 ramazan'da yaptık. İlk üç şavtı yaptıktan sonra şiddetli bir kalabalığın ortasında kaldık. Bu arada eşim kalabalık içinde kayboldu. Süt çocuğum benimle kalmıştı. Yapamadığım tavafı bırakıp eşimi aramaya başladım. Çünkü eşim Mekke'nin yabancısı idi. Umreyi nasıl yapacağını da bilmiyordu. İş çığırından çıkmış, ağlaması ile beni meşgul eden bir bebekle kaybolmuş annesi arasında kalmıştım. Sonunda Harem'den Mekke'ye buradan Cidde'ye doğru hareket ettim. Cidde'de çocuğu komşulara bıraktım. Ve ben eşimi aramak üzere Mekke'ye geri döndüm. Polise baş vurdum ve gecenin sonuna doğru eşimi poliste buldum. Vakit bizim için çok dardı. Sahur yakın, süt çağındaki bebeğimiz Cidde'de ve annesi de bebeğini çok özlemişti. Ben de o anda çok yorgundum. Sonunda Cidde'ye gittik. Umremizi tamamlamadık. Umre kazası yapmamız gerekir mi, yoksa kefaret mi vermeliyiz? Böyle bir durumda islam bize müsamaha etmiyor mu? Bu yaptığımız umrenin ilk umre olmadığını da belirtelim. Bundan önce defalarca umre yapmıştık. Umre ihramına girerken şart koştuğumuzu da belirtmeliyim. Bir engel çıkarsa bulunduğum yerde kalacağım demiştim. Bizim bu engelimiz geçerli bir engel sayılır mı yoksa sayılmaz mı?


Cevap Durum zikredildiği gibi olmuşsa, umre ihramına girerken öyle şart koşmuşsan umarız başınıza gelenler günahlarınıza kefaret olur. (Bölümün numarası 11; Page No. 323) Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.




Tags:




Mahmoud Khaleel Al Hussary