Bir mushafa basımı esnasında bazı şer'î hükümleri eklemenin hükmü


271

( 20067) Numaralı fetva: Soru: Bizler islam toplumunda evlatlarınız olarak Afrika kıtasında (Bölümün numarası 3; Page No. 49) islam'a davet ve onu öğretme faaliyetlerimizin bir parçası olmak üzere bir çok sayıda mushaf bastırmak ve tüm müslümanlara dağıtmak istiyoruz. Müslümanların ellerinde mushaf yok denecek kadar azdır. Bir örnek vermek gerekirse bir müslüman köye gitsen orada bir tek mushaf bile bulmazsın. Köylülerin bir çoğu, Kur'ân okumak için hala tahta parçaları kullanıyor. Biz de mushafın arka sayfasına çeşitli dillerde selefi akait ve önemli bazı şer'î hükümleri eklemek istiyoruz. Çünkü Arapça bilenler çok az. Ve bu metot, bu memleketlerdeki müslümanlara faydalı şer'î açıklamaların yayılmasına çok yardımcı olacaktır.Çünkü bu bilgiler, müslümanların almak istedikleri mushafla birlikte basılı olacaktır. Ve böylece bütün mescitlere ve evlere girecektir. Bu da bilginin yayılmasına, kabul görmesine ve çok sayıda müslümana ulaşmasına yardımcı olacaktır. Bu uygulama bazı matbaacılar arasında adet haline gelmiş vaziyettedir. Adına "el-Kâide el-Bağdâdiyye" denilen harfleri çıkarma ve Kur'ân okuma kuralları, bazı tecvid kaideleri, hatim duası bu kabil şeylerdendir. Ancak bazı problemler vardır ki onlara meydana gelmesinden de endişe etmekteyiz.Birincisi: Bu uygulama bazı bid'atçı müesseselerin önüne kapı aralalayabilir. Bizler söz konusu müesseselerin bizim yaptığımız amelin aynısını yapacağından endişe ediyoruz. Bir endişemiz de sünnete muhalif olarak koydukları bi'adçı hükümleri ve fikirleri bunların arasına katmalarıdır. Böylece biz de Allah korusun müslümanlara kötülğün kapısını aralamış oluruz. (Bölümün numarası 3; Page No. 50) İkincisi ise; Bazı okuyucular, yazdığımız açıklamaların mushafın bir parçası olduğunu zannettiler. Bilgileri az olduğu için ve bu bilgilier mushafın sonuna basıldığı için bu zanna kapıldılar. Bu sorunu yaptığımız açıklamaları başka bir renkle basarak ve mushafla arasına kalın bir karton koyarak çözeceğiz. Bu kartonda gelecek olan açıklamaların mushafın bir parçası olmadığını yazacağız. Herhalde bu bu açıklamaların müslümanların çoğunluğu nezdinde Mushafla karışmamasına yardımcı olacağını umuyoruz.Sorumuza gelince sorumuz şudur: Bizim bu yaptığımız şey ne derece şer'îdir. Ve Hz. Peygamber'in sünneti Kur'ân'la karışacak korkusu ile getirdiği sünnetin yazılması yasağına ne derece dahildir? Sizler bu projenin olumlu yanlarını ve müslümanlara verdiği büyük faydayı görmekte misiniz? Bu faydanın Allah'ın kitabı konusunda ihtiyatlı olma ve bundan korku duymakla birlikte bunu yapmaya bizi sevk eden motivasyonu fark etmekte misiniz? Bize fetva verin, Allah ecrinizi versin.


Cevap: Ümmetin uygulaması olarak asl olan Allah'ın kitabına her hangi bir ilavenin yapılmamasıdır. Bu ilave ister önsöz olsun ister ek olsun ister başka bir şekilde olsun hiç fark etmez. Yine aslolan Mushaf'ın müslamanlar arasında nesilden nesle nasıl alınmışsa o şekilde intikal ettirilmesi, herhangi bir değiştirme, tebdil ekleme yapılmamasıdır. Bundan dolayı size tavsiyemiz, zikrettiğiniz şeyleri Mushafa eklememenizdir.Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Muhammed'e, âline ve ashabına salât ve selam etsin.




Tags:




Abdul Rahman Al Sudais