Boşamanın dayandığı sebebin doğru olmadığı ortaya çıkarsa, boşama geçersiz olur


329

(9519) no'lu fetva: Soru : Bir kadınla evlendim. Aramızda sevgi hakimdi. Bu şekilde altı yıl geçti. Günlerden bir gün eşim bir şey yaptı, çok kızdım ve hayızlı iken onu boşadım. Sonra ric'at ettim. Birlikte öncesinden daha güzel bir üç yıl geçirdik. Sonra ben Suudi Arabistan'a gittim. Bir gün eşimden çirkin küfür ve hakaretlerle dolu bir mektup aldım. Çok sinirlendim ve kendisine boşama haberi gönderdim. Bir ay sonra tekrar haber göndererek üçüncü boşama hakkımı kullandım. Ülkeme döndüğümde, mektubun eşimden gelmediğini öğrendim. Aksine mektubu yazan suçunu itiraf etti. Bunu öğrenince deliye döndüm, hiçbir şeyi düşünemez oldum. Ağladım, göz yaşlarım sakallarıma aktı. (Bölümün numarası 20; Page No. 52)  Muğis gibi, hatta daha beteri oldum. Muğis'le beraber eşi Berire de ağlamıyordu. Burada ise ben eşimden ayrılmama ağlarken, eşim de benden ayrılmasına ağlıyordu. Ayrıca bir de çocuğumuz vardı. Alimler benim bu halimi görünce, çağırıp sordular. Hikayemi kendilerine anlattığımda biri: Görünen o ki, eşini hayız halinde boşadığından ilk boşama vaki olmamıştır, derken, bir diğeri şu açıklamayı yaptı: Ben bu meselede bir başka ince nokta görüyorum. Zeyd boşamasını bir sebebe dayandırır da sonra sebebin gerçekleşmediği ortaya çıkarsa, boşaması da geçersiz olur. Sebebi, boşama lafzıyla birlikte dile getirmek şart değildir. Hafız İbn Kayyım (rh.a.) İ'lâmü'l-muvakkıîn isimli kitabında der ki: Kişi boşamayı bir sebebe bağlar, sonra sebebin gerçekeleşmediği ortaya çıkarsa İmam Ahmed'in ictihadına göre bu boşama geçersiz olur. Şeyhü'l-islam'a (İbn Teymiye) göre sebebin açıkça dile getirilmesi şart değildir. Bana göre de kişinin eşini boşamasına esas teşkil eden sebebi boşama lafzıyla birlikte zikretmesiyle zikretmemesi arasında fark yoktur. Sebebin gerçekleşmediği ortaya çıkarsa, boşama vaki olmaz. Mezhepte bunun dışında bir görüş münasip olmadığı gibi imamların usulleri de başka bir görüşü gerektirmemektedir. (İ'lâmü'l-muvakkıîn, III, 91). Hadis hafızlarından Muhammed Cundelevî hadis ricalini iyi bilir, Buhârî'yi yetmiş yıldır okutur ve Üniversitede ders verir. Belki zatı aliniz de kendisini tanıyordur. Kendisi Allame İhsan İlahizahir'in hısmı olur. Söz konusu Hafız Cundelevî bu meselede nefis bir nükteye dikkati çekmiştir. Der ki: Burada üçüncü talak vaki olmamıştır. Çünkü ikinci boşamadan sonra gönderdiği üçüncü talakla ikinci talak arasında eşini ricat etmemiştir. Kendisi mezhepte Şeyhülislam İbn Teymiye'yi ( Allah Te'âlâ onu rahmet eylesin) takip eder. (Bölümün numarası 20; Page No. 53)


Cevap : Durum anlatıldığı gibiyse, yani, boşamaya götüren sebep gerçekleşmemişse, yapılan boşama geçersiz olup dikkate alınmaz. Çünkü daha sonra boşamanın dayandığı gerekçenin oluşmadığı anlaşılmıştır. Bolayısıyla boşama sözü bir lağvdır (hukuki sonuç doğurmayan boş sözdür). Aynı şekilde ikinci boşamayla aynı gerekçeye dayanan üçüncü boşama da geçersizdir. Daha doğrusu lağvdır. Yine hayız döneminde ika edildiğinden ilk boşama da geçersizdir. Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.




Tags:




Nafile Namazi