(4384) no'lu fetva:
Soru : Size bildirmek isterim ki oğlum (A.B.F.), (H.S.C.) adında bir kadınla evlendi. Çocuklarının annesi olan ilk hanımından sonra bu ikinci eşidir. Daha sonra Aile Mahkemesi hakimine aşağıdaki dilekçeyi yazarak mahkeme özel kaleminden gün aldı. Boşama ilanı 27 Şaban 1401h. tarihinde, dava günü ise Zilkade ayındadır. Mahkeme gününü görünce, çocuklarının annesini ve çocuklarını alıp kayın biraderlerinin (çocuklarının dayılarının) memleketi olan Hamis Mışit'e gitti. Döndükten sonra Allah'ın takdiri, bir kaza sonucu öldü. Mahkeme gününe ilişkin belgeyi cebinde bulduk. Olay üzerine Aile mahkemesi özel kalemine müracaat ederek oğlumun vefat ettiğini bildirdik. Özel kalem bize, müftüye başvurup boşanmanın gerçekleşip gerçekleşmediğini sormamızı söyledi. Bu konuda bilgi verirseniz seviniriz.
(Bölümün numarası 20; Page No. 26)
Cevap : Asıl olan boşanmanın gerçekleşmemiş olması ve eşinin hala oğlunun nikahlısı olarak devam etmesidir. Bu durumda ona varis olur. Oğlunun eşini boşadığını iddia eden kimse, şeriat hakiminin huzurunda bunu delille ispatlamalıdır. Aile Mahkemesi hakimine verdiği ve "Eşim (H.S.C.)'i boşama talebiyle zatı alinize bu dilekçemi veriyor" diye yazdığı dilekçesi, sarih olmadığından boşamaya esas teşkil etmez. Çünkü bununla boşama sözü vermiş olabileceği gibi Aile Mahkemesi hakiminden boşama celsesi için gün almayı kastetmiş de olabilir. Dolayısıyla burada asıl olan, evliliğin devam ettiği ve boşanman gerekleşmediğidir. Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.