(Bölümün numarası 2; Page No. 391)
Bâtıniyye (Mistisizm) Mezhebi.
(Bölümün numarası 2; Page No. 392) (5508) no'lu fetva:
Soru: İslâm âlimlerinin ve değerli fıkıhçıların
İsmâ'iliyye
-Ağahaniyye- mezhebi hakkındaki görüşleri nedir? ( Bu mezhep mensupları başta Pakistan'ın kuzey bölgeleri olmak üzere bir çok farklı bölgede ikamet
etmektedirler.
Bu kimselerin inandıkları şeyleri orataya koyan bazı görüş ve inanış şekillerini zikredeceğiz.1: Kelime-i Şehâdet olarak: "Allah’tan başka ilâh olmadığına, Hz. Muhammed'in (s.a.v.) onun elçisi olduğuna ve Hz. Ali'nin de Mü'minlerin emiri olduğuna şehâdet ediyorum." ifadesini, İslamın benimsediği: Kelime-i tevhit ve kelime-i şehadet yerine kullanıyor ve buna "Gerçek İslamiyet" adını veriyorlar.2: İmam olarak: "Ağahan Şah Kerim" adlı kimsenin onların imamı olduğuna inanıyorlar. Bu kimsenin, yerin, göğün ve ikisi arasındaki iyi ve kötü her şeyin sahibi olduğuna, aynı zamanda bütün kainatın hakim ve savcısı olduğuna inanıyorlar.3: Din konusu: Bu kimseler, İslâm dinine bağlı kalmayı gerekli görmüyorlar. "Ağahan'ı" temel ve gerçek Kur'an olduğuna ve onu konuşan Kur'an olduğu hususuna inanıyorlar. O'nun Kâbe ve Beytü'l-Mamur olduğuna, kendisine tabi olunması gerektiğine ve kendisinden başka hiç kimseye uyulmasının gerekli olmadığına inanıyorlar. Kitaplarında aktarıldığına göre, elimizde var olan Kur'an'da zikredilen Allah lafızından kestedilen kişinin Ağahan olduğu dile getirilmektedir.4: Namaz hususu: Beş vakit namazın farz olduğuna inanmayıp bunun yerine üç vakit dua etmeyi gerekli görüyorlar.5: (Bölümün numarası 2; Page No. 393) Mescid hususu: Bunlar, mescit dışındaki mekanları kendilerine mescid edinip buralara: Cemâ'athane adını vermektedirler.6: Zekat hususu: Farz olan zekatı ödemeyip bunun yerine her mal cinsinden onda birini "Ağahan" adına ayırıyorlar ve buna da: "Gerekli Mallar" adını vermektedirler. (Duşund)7: Oruç hususu: Ramazan orucunun farz oluşunu inkar ediyorlar.8: Kâbe'yi (Betullah'ı) hac etmeyi farz olarak kabul etmiyorlar. Bunun yerine Ağahan'ın kendisinin hac olduğuna inanıyorlar.9: Selam verme: Birbirleriyle karşılaştıkları zaman "Esselamu aleykum" yerine: "Medet Ya Ali" (Yani, Ali sana yardım etsin) diyor, buna cevap veren kişide, "Ve aleykum selam" yerine "Medet Efendim Ali" demektedirler. Anlattıklarımız, bu kimselere ait itikat ve söylemlerden bir nebzedir. Şimdi, birkaç konuyla ilgili sorular soaracağız:1: Bu tür gruplar İslamdan mı yoksa küfür grubundan mı sayılmaktadırlar? 2: Ölmüşleri üzerine cenaze namazı kılmak caiz midir? 3: Cenazelerini müslümanların defnedildiği kabristanlığa defnetmek caiz midir? 4: Onlarla evlenmek caiz midir? 5: Kestikleri hayvanları müslümanların yemesi helal midir? 6: Onlarla olan diyaloğumuz müslümanlarınkiyle eşit mi olmalidır?Allah'ın yüce adıyla sizden talebimiz şudur ki, bu soruya verilen cevabı yayınlamanız ve müslümanların kalplerinde oluşan şüpheleri yok etmenizdir. Bu insanlar şuana dek inançlarını gizliyorlardı ve hatta mutekaddim âlimler onlara
"Bâtıniyye" adını vermişlerdi.
Fakat şimdi ise, Müslümanları inançlarından saptırmak ve bilemediğimiz daha başka gayeler uğruna kendi inançlarını açıkça ifade ediyorlar ve insanları da alenen bu düşünceye davet ediyorlar.
Cevap: Birincisi; Allah'ın (c.c.) Hz.
Ali
veya başka birisinin bedenine geçtiğine inanmak kişiyi dinden çıkaran katıksız bir küfürdür. Her kim, Allah'ın dışındaki bir varlığın yerde ve gökte tasarruf hakkına sahip olduğuna inanırsa o da kafir olur. Allah teâlâ şöyle buyurmuştur:
Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş'a istivâ eden, geceyi, durmadan kendisini kovalayan gündüze bürüyüp örten; güneşi, ayı ve yıldızları emrine boyun eğmiş durumda yaratan Allahtır. Bilesiniz ki, yaratmak da emretmek de O'na mahsustur. Âlemlerin Rabbi Allah ne yücedir!
(Bölümün numarası 2; Page No. 394) İkinci olarak: Allah resulü'nün (s.a.v.) dininden ayrılma salahiyetine sahip olduğuna inanan her kim olursa olsun, bu kişi İslam'dan ve dinden çıkmıştır. Allah resulü'nün dini de, Allah'ın kendisine vahyettiği Kur'an-ı kerimdir. Allah teâlâ şöyle buyurmuştur:
Biz onu, Kur'an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye (âyet âyet, sûre sûre) ayırdık; ve onu peyderpey indirdik.
Kur'an'ın açıklaması ve ayrıntısı hükmünde olan Sünnet de, peygamberin dini kapsamındadır. Allah teâlâ şöyle buyurmuştur:
Biz bu Kitab'ı sana sırf hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir topluma da hidayet ve rahmet olsun diye indirdik.
Üçüncü olarak: Her kim İslam'ın temel esaslarından birini veya dini açıdan zaruri olarak bilinen bir olguyu inkar ederse bu kimse dinden çıkar ve kafir olur.Dördüncü olarak: Şayet bu fırkanın durumu, soruda bahsettiğin gibiyse, ölüleri üzerine mamaz kılınmaz. ve müslümanların kabrine de defnedilmez, onlarla evlenilmez, kestikleri yenmez ve müslümanlara karşı gösterilen muamele onlara karşı gösterilmez.Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.