(Bölümün numarası 1; Page No. 336)
Büyük şirk
(13372) Numaralı fetva:
(Bölümün numarası 1; Page No. 337) Soru: Memleketimizde zirai bir arazide, gövdesinin çapı üç metre olan, bir kırat yer kaplayacak derecede gerçekten de büyük bir ağaç var. Zira eskiden beri kendi haline bırakılmış ve kesilmemiş. Zirai arazinin sahibi onu kesmeye çalışmış ancak güç yetirememiş. Zira onu kesmeye çalıştığı zaman onun eli çolak olmuş. Böylece bu ağacın, mübarek bir ağaç olduğu haberi yayılmış. Bu arazide toprak çamur haline gelince odun toplayan bir kadın, bu ağaca gidip ve kurumuş dallarından bir demet odun aldığı zaman, bu kurumuş dalları olduğu gibi ağacın yanına koyuncaya kadar yürüyemedi veya vücudunun herhangi bir uzvu hareket ettiremedi. Bundan dolayı eskiden beri bütün insanlar, bu ağacın mübarek bir ağaç olduğunu biliyorlar, ona adak adıyorlar ve ona asılı olan bir işaretin altında ona tevessül ediyorlar. Onun üzerinde, "efendim Ebu Nace'nin ağacı" yazılıdır. İnsanlar bu ağacın etrafında tavaf etmeye ve onunla teberrükte bulunmaya başladılar. Bu ağacı kesmemiz biz müslümanların hakkı ve vazifesi midir? Zira bu ağaca ibadet eden çok az kişi kaldı ve bu ağacın bir koruması de bulunmamaktadır. Bu ağacın bulunduğu bu zirai arazinin sahibi, onu kesmeye çalışıyor ancak şeytanların fiilinden dolayı kesemiyor. Bu mektubun zât-ı âlinize gönderilmesinin sebebi, bazı müslümanlar şöyle dediler: Bu ağaç derhal kesilmelidir. Bir kısmı ise: "bu ağaca az sayıda kimse ibadet ediyor ve kendimizi ondan uzak tutalım, ta ki davete zaman ayıralım" dediler. Zât-ı âlinizin fetvası, inşaallah anlaşmazlığın sonu olacaktır.
Cevap: Yapmanız gereken, Allah Te'âlâ'ya sığınmanız ve mezkur ağacı kesmenizdir. Çünkü bunda, Allah'a şirk koşmanın ve ona sebep olan vesilelerinin kökünü kazıma vardır.Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.