Cenaze namazını caminin içinde mi yoksa caminin dışında müstakil bir musallada kılmak mı daha iyidir?


477

(19974) Numaralı fetva: Soru : : Ramazan ayında yatısı namazını kıldığımız anda bir cenaze gelirse, yatısı namazından hemen sonra cenaze namazını mı kılalım, yoksa teravih namazını mı? Cenaze namazını camilerin içinde mi kılmak daha iyidir, yoksa mezarlığın yakınında müstakil bir musalla da mı kılmak daha iyidir? Allah sizi korusun


Cevap : Bir kişi vefat ettiğinde bu kişi hayır ehli ise onu iyiliklerine ulaştırmak için hayır ehli değilse ondan kurtulmak için cenazesinin hazırlanması ve namazının kılınması konusunda acele etmek sünnettir. Buna Ebû Hureyre’nin Rasulullah’tan (s.a.v.) rivayet ettiği şu hadis rivayet etmektedir: Cenâzeyi süratli taşıyın. Eğer o iyi bir kişi ise, bu onun için bir hayırdır; onu bir an evvel kabirdeki hayır ve sevabına kavuşturmuş olursunuz. Yok eğer iyi bir kişi değilse, bu da bir şerdir; onu çabucak omuzlarınızdan atmış olursunuz. İmam Ahmed Müsned’inde, Buhari ve Müslim Sahih’lerinde ve sünen sahipleri bu hadisi rivayet etmişlerdir. Aynı şekilde Taberanî’nin İbn Ömer’den (radiyallahu anhuma) hasen senetle rivayet ettiği şu hadiste buna delalet etmektedir: Sizden biri vefat ettiği zaman onu bekletmeyin. Onu hemen kabrine götürün. Çünkü cenazeyi defnetme konusunda acele etmekle renginin değişmesi, ve çürümesi engellenmiş ve böylece insanların ondan rahatsız olması önlenmiş olur. Bu nedenle en iyisi, yatısı namazını kıldıktan hemen sonra teravih namazından önce cenaze namazını kılmaktır. Çünkü böyle yapmakla cenazeyi mezara ulaştırma konusunda acele etmek gerektiği sünnet gerçekleştirilmiş olur. Ayrıca cenaze namazı kısadır. Teravih namazının gecikmesine neden olmaz ve bunda bir zararda yoktur. Cenaze namazını nerede kılmak gerektiği konusuna gelince, Rasulullah’ın (s.a.v.) sünnetinde genel olarak cenaze namazı caminin dışında kılınmıştır. Rasulullah (s.a.v.) cenaze namazını musallada kılmıştır ki namaza gelenler cenazeyi defnetmeye yardım etsinler ve böylece iki kirat sevap alsınlar. Bir kirat cenaze namazının, diğer kirat ise cenaze defnedilirken orada bulunmaktır. Zira Ebû Hureyre’den (radiyallahu anh) rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Kim cenaze namazını kılarsa ona bir kîrat, cenazenin defnedilmesinde bulunursa, iki kîrat sevap alır. Hadisi İmam Müslim rivayet etmiştir. (Bölümün numarası 7; Page No. 268)  Çünkü cenaze namazı musallada kılınırsa gelen kişinin adımları çoğalır ve böylece sevabı artar, caminin içinde kılındığında ise ekseriyetle oradakiler ayrılır ve defin esnasında orada bulunmamış olurlar. Cenaze namazının camide kılınmasının bir sakıncası da yoktur. Rasulullah (s.a.v.)’in cenaze namazını caminin içinde kıldığı sabit olmuştur. Zira Hz. Aişe’den (radiyallahu anha) rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: Rasulullah (s.a.v.), Süheyl b. Beyda’nın namazını mescidin içinde kıldırdı. Bunu İmam Müslim, Tirmizî ve Ebu Davud rivayet etmiştir. Bir başka rivayete göre; Hz. Aişe (radiyllahu anha) cenaze namazı kılınması için Sa’d b. Ebi Vakkas’ın cenazesinin mescide getirilmesini emretti. İnsanlar ise bunu iyi karşılamadılar. Bunun üzerine Hz. Aişe (radiyllahu anha) şöyle dedi: İnsanlar bilmedikleri şeyi kınamada ne kadar da acelecidir! Rasulullah (s.a.v.), Süheyl b. Beyda’nın namazını mescidin dışında başka bir yerde kıldırmadı. Ebû Bekr ve Ömer’in (radiyallahu anhuma) cenaze namazlarının mescitte kılındığı ve sahabeden hiç kimsenin buna karşı çıkmadığı da sabit olmuştur. Asrımızda insanlar da mescitte cenaze namazı kılmayı alışkanlık haline getirmişlerdir. Umulur ki, bu şekilde cenaze namazına daha çok kişi katılmış ve bu onlara daha faydalı olmuştur. Böylece ölünün sevabı da artmış olur. Çünkü zamanımızda insanların meşguliyetleri çoğalmıştır. Bu nedenle insanlar, Allah’ın diledikleri hariç, sünnetler konusunda tembelleşmiş ve onları yapmaz olmuşlar. Buna binaen, camide veya mezarlıkta insanların cenaze namazını kılmaları caizdir. Çünkü her ikisi de Rasulullah’tan (s.a.v.) ve sahabeden (radiyallahu anhum) sabit olmuştur. (Bölümün numarası 7; Page No. 269) Başarı Allah'tandır! Başarı Allah'tandır. Allah, Peygamberimiz Muhammed'e, âline ve ashâbına salât ve selâm etsin.




Tags:




Muhammad Abdul Kareem