(Bölümün numarası 19; Page No. 109) (1002) no'lu fetvanın birinci sorusu:
Soru 1: Trinidad'daki müslümanların yaptıkları evlilik merasimleri, yeni eve taşınma, doğum yıl dönümleri vb. şenlikli kutlamalar hakkındaki görüşünüz nedir? Orada Kur'ân'ı Kerim okunmakta, Resulullah (s.a.v.)'e methiyeler düzülmekte, sonunda da Resulullah (s.a.v.)'e saygı duruşu yapılmaktadır.
(Bölümün numarası 19; Page No. 110) Cevap 1: Birinci olarak: Resulullah (s.a.v.), gizli nikahı haram kılmıştır. Nikahın, nikah sebebiyle kutlamaların ve çeyizin kocanın evine taşınmasını ilan etmeyi emretmiştir. Bu eğer içinde ayıp şarkılar, kadın erkek karışıklığı vb. haramlar yoksa caizdir. İkinci olarak : Dinde bayramlar üç tanedir: Ramazan bayramı, Kurban bayramı ve Cuma günleridir. Ancak doğum günleri ve diğer insanların sevinçleri sebebiyle toplandıkları hicri ve miladi yılbaşı, şaban ayının ortası, şaban ayının ortası gecesi, Peygamberimizin kutlu doğumu, devlet başkanının doğum günü, cumhurbaşkanının doğum günü gibi kutlamalar Resulullah döneminde, Raşid halifeler döneminde, Resulullah'ın hayırla şahitlik ettiği ilk üç asırda yoktur. Bu kutlamalar müslümanlara başkalarından geçmiş olan yeni bidat ve fitnelerdir. Müslümanlar bu günleri islam'dan sayar gibi hatta daha fazla kutlamaya başlamışlardır. Bu kutlamaların bazılarında insanlar aşırılığa gitmekte, malları israf etmekte, birbirinin mahremi olmayan kadın ve erkekler karışık oturmaktadır. Bu konuda kafirlerin kutlamalarında kullandıkları bayram diye isimlendirdikleri şeylere benzeme söz konusudur. Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
(dinde) Sonradan türetilen şeylerden uzak durun, Her türetilen şey bid'attir. Her bid'at sapıklıktır.
ve dedi
Kim bizim dinimizde olmayan bir şeyi ortaya çıkarırsa, o merduttur, makbul değildir.
Bunun, bir şahsı öven kutlamalara, o şahıs sebebiyle bereketlenmeye, kutlama sebebiyle sevap umulan kutlamalara delalet ettiği açıktır. Mesela Muhammed (s.a.v.)'in doğumu, Hüseyin'in ve Bedevi'nin vb. diğerlerinin doğumu bu şekildedir. Bazı gece ve günleri yüceltmek için yapılan, sevap ve bereket umularak yapılan kutlamalar da böyledir. Mesela Şaban ayının ortasında geceyi veya gündüzü kutlamak, İsra ve Mi'rac geceleri gibi. Söz konusu bu vb. kutlamalar yaklaşmak, sevap elde etmek için kutlanır. Ancak bereketlenme, sevap elde etme amacı olmayan, çocukların doğum günleri, hicri ve miladi yılbaşı günleri, makamlarından dolayı liderlerin doğum günleri gibi kutlamalar, eğer bid'at olan adetlerden ise, bunda kafirlerin bayramlarına benzeme ve kendisinde yaklaşma ve yüceltme olan haram kılınan diğer kutlamalara teşvik söz konusudur. Kötülüğe götüren yolların kapanması gerekir. Kafirlerin bayramlarına ve kutlamalarına benzemekten uzak durmak gerekir. Nitekim Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
(Bölümün numarası 19; Page No. 111)
Kim bir kavme benzerse onlardandır.
Üçüncü olarak : Kur'ân okumak salih amellerin ve Allah'a yaklaşmanın en güzel yoludur. Fakat Kur'ân okumayı bid'at olan kutlamalarda okumak caiz değildir. Çünkü onu bulunduğu konumdan daha aşağısına koymak söz konusudur. Resulullah'ı (s.a.v.) metheden sözler söylemek güzeldir. Ancak aşırılığa gitmemek gerekir. Söz konusu münasebetlerin vb. sonunda kullanılması caiz değildir. Çünkü Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Hristiyanların Meryem oğluna yaptıkları gibi, beni aşırı şekilde övmeyin. Ben ancak bir kulum. Bana: "Allah’ın kulu ve Resûlü" deyin.
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Dinde aşırılıktan sakının. Sizden öncekileri, dinde aşırılıkları helâk etmiştir.
Bazı mevsim günlerini de bayram edinmek, kutlamak da caiz değildir. Dördüncü olarak : Kutlamaların sonunda Resulullah (s.a.v.)'i övmek için ayağa kalkıp saygı duruşunda bulunmak yanlıştır. Allah bundan razı olmaz. Din de bunu tasdik etmez. Bu Allah'ın kullarına haram kıldığı şirk türlerindendir. Saygı duruşu ancak rabbin huzurunda ona yaklaşmak ve ibadet için yapılır. Ki namazda kıyam, Allah'a yaklaşmaktır. Bu hareket Resulullah (s.a.v.) hakkında aşırılığa kaçmak demektir. Resulullah (s.a.v.) bizi bundan nehyetmiştir. (Bölümün numarası 19; Page No. 112) Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.