(18108) Numaralı fetva:
Soru: Üsame el-Kerem'in yazdığı "Hivâr mea'l-cinn" isimli kitabın (899)'uncu sayfasında "Risale: Cinlerin Azap Görmesi" başlığı altında okuduklarımın doğru olup olmadığını öğrenmek istemiştim. Risalenin hikayesi şöyle idi:
Büyük sahabi Ebû Dücane anlatıyor:
Bir gün Resulallah (s.a.v)'e derdimi arz ettim. Ona dedim ki: Ey Allah'ın resûlü! Bir gün yatağıma uzanmış yatarken birden evimde değirmen taşının çıkardığı cızırtı gibi bir cızırtı, arı sesi gibi bir ses duydum, şimşek ışığı gibi bir ışık gördüm. Ansızın dehşet içinde başımı kaldırdım. Aniden kapkara bir gölge gördüm. Bu gölge evimin avlusunda aşağıya doğru sarkıyor, yükseliyor ve uzuyordu. Ona doğru eğildim, derisine dokundum. Bir de ne göreyim derisi kirpi derisi gibi idi. Bu varlık yüzüme ateş kıvılcımı gibi bir şey fırlattı.
O anda beni ve evimi yaktı zannettim.
Bunun üzerine Resulullah bana dedi ki: Ey
Eba Dücane!
Bu, evde bulunan ve kötülük yapan bir varlıktır. Kabenin Rabbine yemin olsun ki, senin gibi birisi bundan zarar mı görür. Sonra da şöyle dedi: "Bana mürekkep ve kağıt getirin."
Ona mürekkep ve kağıt getirildi.
(Bölümün numarası 24; Page No. 242) Bunları Ali b. Ebî Talib'e verdi. Ve "Yaz bakalım ey Ebu'l-Hasen" dedi. Hz. Ali "Ne yazayım?" diye sordu. Resulullah (s.a.v.) şöyle dedi: "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Bu, âlemlerin Rabbinin elçisi Muhammed'den kapıyı çalan gelip giden ziyaretçileredir. İmdi: Hak konusunda bizim de sizin de gücümüz vardır. Eğer sen düşkün bir aşık veya günaha dalmış bir günahkar veya hak iddia eden bir batıl taraftarı isen bu, Allah'ın Kitabı olup bize de size de hakkı söylüyor. Çünkü biz sizin yaptıklarınızı hep kaydediyorduk. Bizim elçilerimiz sizin gizlediklerinizi yazıyor. Bu mektubumu alıp taşıyan kişiyi bırakın. Putlara tapanlara Allah'ın yanında başka ilah olduğunu iddia edenlere gidin. Ondan başka ilah yoktur. O'ndan başka her şey yok olacaktır. Hüküm O'nundur ve siz O'na döndürüleceksiniz. Size galip gelinecektir.
Ha mim.
Size yardım edilmeyecektir. Hâ mîm ayn sîn kâf. Allah düşmanları darmadağın olsun. Allah'ın hücceti yetişti. Allah'tan başka güç ve kuvvet yoktur. Onlara karşı Allah sana yeter. O çok işiten ve duyandır." Ebu Dücane
dedi ki:
Onu evime götürdüm. Başımın altına koydum. O geceyi sabah ettim. Bir bağıranın sesi olmasaydı uyanmayacaktım.
Bana şöyle diyordu: Ey Ebu Dücâne!
Mektuptaki kelimeler bizi yaktı. Arkadaşının hakkı için sen bu mektubu neden bizden kaldırmıyorsun? Senin evine bir daha dönülmeyecektir. Başka biri de şöyle dedi: Kimse sana, senin civarına ve bu mektubun bulunduğu hiçbir yere zarar vermeyecek. Ebu Dücane dedi ki: "Hayır! Arkadaşım Resulullah'ın hakkı için
Resulullah'a sormadıkça onun kaldırmayacağım. Ebu Dücane dedi ki: Cinlerden duyduğum inleme, bağırma ve ağlama nedeni ile uyuyamadım.Nihayet sabah oldu ve sabah namazını Resulullah (s.a.v) ile kıldım. Cinlerden duyduğumu ona haber verdim. Bana dedi ki: "Ey Ebû Dücane! Onlardan mektubu kaldır. Beni hak ile peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, onlar kıyamet gününe kadar
(Bölümün numarası 24; Page No. 243) azabın acısını duyacaklar." Bu haberi Delailü'n-Nübüvve
eserinde Beyhakî (VII, 120) rivayet etti.
Süyûtî de aynı hadisi nakletmiştir. Bu Risale sahih midir? Allah sizi hayırla mükafatlandırsın.
Cevap:
Bu hikaye sahih değildir. İsnadı maktu (kopuk)tur. Ravilerinin çoğunluğu meçhuldür.
Risalenin
merfu olduğunu söyleyen Musâ el-Ensârî'dir. Sahabe
arasında
adı Mûsâ el-Ensârî diye birisi yoktur. İlim adamları arasında bu risalenin uydurma olduğunu söyleyenler vardır. Bunlardan birisi de Zehebî'dir. Zehebî "Siyer" isimli eserinde (I, 245) şöyle der: "Ebû Dücâne duası, sahih değildir. Bunun kimin uydurmuş olduğunu bilmiyorum."Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.