El-Fuzayl adıyla adlandırmak


390

(3862) no'lu fetva: Hamd sadece Allah'adır, salât ve selam, kendisinden sonra bir peygamber gelmeyecek olan (Hz. Peygamberimizin üzerine) olsun. (Bölümün numarası 11; Page No. 454)  Suud Arabistan Eğitim Bakanından sayın Genel Başkanına yöneltilen 818 no'lu referanslı ve h.3/5/1401 tarihli soru şöyledir: Size, Bakanlık Sınavları İdaresi'nin sormuş olduğu Allah'ın isimleri ve 'el-Fazîl' isminnin Allah'ın isimlerinden biri olup olmadığı konusundaki soruyu yöneltiyorum.Bununla birlikte ismi 'Abdulfazîl' olan kişi bu durum ne yapacak;İsmini değiştirecek mi yoksa öyle mi kalacak? Yine şeriatın uygun görmediği Abdunnebi, Abduzzehra, Abdulimam vb. gibi ismleri taşıyan emekli bir çok kişinin fark edilmesi sonucu bu tartışma yeniden başladı. Sizden 'Abd' kelimesinin kendisine izafe edileceği isimlerle alakalı bilgi vermenizi istiyorum. Yine şöyle bir durum var: Bir çok kitap Allah'ın isimlerinin doksan dokuza sınırlandırılamayacağını ifade etmektedir. Bu konudaki rivayetler de ihtilaflıdır. Bazı âlimler şu hadisi baz alarak Allah'ın isimlerinin bu sayının üzerinde olduğunu düşünüyorlar: Allah'ım, nefsini isimlendirdiğin sana ait olan isimlerinle senden istiyorum. Hadis


Komisyon soruyu şöyle cevapladı: Birincisi: Allah Te'âlâ şöyle buyurmuştur: En güzel isimler (el-esmâü'l-hüsnâ) Allah'ındır. O halde O'na o güzel isimlerle dua edin. Onun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır. (Bölümün numarası 11; Page No. 455) Allah, bütün sıfatlarını, azametini ve celalini içine alan en güzel isimlerin kendisine ait olduğunu bildirmiştir. Kullarından da kendisine bu isimlerle dua etmelerini ve kendisini bu isimlerle isimledirmesini emretmiştir.Yine bu isimlerle zorlukta ve rahatlıkta; açık ve gizli kendisine ihlaslı bir şekilde ona dua etmelerini istemiştir. Ve o isimlerin inkar edip veya Allahın isimlerdirmediği başka isimleri tercih edip aşırılığa gitmelerini nehyetmiştir.Yine bu konuda ona karşı çıkanları acı bir azapla uyarmıştır. Allah kendisini, kitabında ve Peygamberine (s.a.v.) vahyettiği sünnetinde zikredilen isimlerle isimlendirmiştir. Bu isimler arasında 'Fazîl' ismi yoktur. Bu şekilde de kimse onu isimlendirmemiştir. Çünkü Allah'ın isimleri tevkifidir. Yine şanına layık olan en güzel isimleri ve layık olmayanları en iyi bilen Allah'tır. Allah'ın ve Resülünün isimlerdimediği isimlerle isimlendirenler aşırılığa kaçanlardır ve doğru yoldan sapanlardır. Kimsenin insanları insanlara kul yapmaya hakkı yoktur. Abdulfazıl, Abdunnebi, Abdurresul, Abdulali; Ğulan Ahmed, Ğulam Mustafa vb.gibi kula kul yaptıran isimleri kullanmak caiz değildir. Burada salih insanların hakkında aşırıya gitme ve Allah hakkını gasp etme vardır. Çünkü bu, Allah'a şirk tehlikesini barındırır. Nitekim İbn-i Hazm, Allah dışında 'Abd' kelimesinin izafe edilmemesi konusunda icma olduğunu söylemiştir.Bundan dolayı soruda geçen söz konusun isimlerin vb. değiştirilmesi gerekir. (Bölümün numarası 11; Page No. 456) İkincisi: Ebu Hureyre'den nakledilen bir rivayete göre (r.a) Hz. Peygamber'in (s.a.s) şöyle demiştir Muhakkak Allah'ın doksan dokuz ismi vardır, kim onları sayarsa cennete girer. Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir: Aynı şekilde bu hadisi Tirmizi İbn-i Mace, İbn-i Hibban, el-Hakim, Beyhaki vd. rivayet etmiştir. Allah'ın isimlerinin doksan dokuz olduğu konusunda ziyadede bulunmuştur. İsimlerin tespitindeki ihtilaflarla birlikte, alimlerin bu konuda çeşitli görüşleri vardır: a) Sayılarında kastedilen o isimlerin bilinmesi, anlaşılması, iman edilmesi, o isimlerle gerektiği gibi amel edilmesi ve isimlerin işaret ettiği şeylere teslim olunmasıdır. Yoksa sırf o isimleri ezberlemek ve saymak değildir. b) Âlimlerin tercih görüş ise hadiste geçen isimlerinin sayısı doksan dokuz olduğudur. Bazı alimler bu isimleri sadece Kur'an'dan veya hem Kur'ân'dan ve hem de sahih hadislerden çıkarmışlardır. Bazı hadislerle Allah'ın mücmel olan isimlerini açıklamışlardır. Yine hadislerde Peygamberimizin (s.a.v.) Müslümanlara bu isimlerle amel etmesini teşvik etmiş ve bu isimleri saydığı takdirde cennete gireceğini müjdelemiştir. (Bölümün numarası 11; Page No. 457) c) Hadiste Allah'ın doksan dokuz olduğuna dair belirli bir sayı yoktur. Çünkü hadisteki ifade hasr (sınırlama) siğası değildir. Burada Allah'ın isimleri arasında doksan dokuz ismin özel yeri olduğunu ifade etmişlerdir. Yine bu isimleri saymanın büyük sevabından bahsedilmektedir. İmam Ahmed'in de Müsned'in de Abdullah b. Mesud'un naklettiği hadis de bunu destekliyor. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: Kime bir keder yahut bir üzüntü İsabet ederse, şöyle derse: Allah'ım, ben Senin kulunum, erkek kulunun ve kadın kulunun oğluyum. Boynum Senin kudret elindedir. Hakkımda senin hükmün geçerlidir. Hakkımda hükmün adalettir. Kendini adlandırdığın sana has bütün isimlerle, yahut kitabında indirdiklerinle yahut yaratıklarından bi­rine öğrettiğin yahut katında seçtiğin gayb ilmindeki isimlerle; Kur'ın'ı kalbimin neseşi, göğsümün nuru, kederi­min izalesi, üzüntümün gidişi kılmanı senden istiyorum." derse, Allah onun üzüntüsünü ve kederini giderir ve onun yerine ferahlık verir. Bunun üzerine denildi ki: Ey Allah'ın Resûlü, bu sözleri öğrenelim mi? Peygamber: "Evet, bunu işiten herkesin onu öğrenmesi gerekir." buyurdu. Hz. Peygamber (s.a.v.) Allah'ın isimlerinin bazılarının bilinmesine izin verdi. Diğer isimlerini insanlardan kimseye bildirmedi. Bu isimler kimsenin vakıf olamayacağı ğaybi konulardır. Bunlar öğrenmeye çalışmak da caiz değildir. Çünkü Allah'ın isimleri tevkifidir. (Allah tarafından belirlemiştir) Bunları açıklaması yapılacak. (Bölümün numarası 11; Page No. 458) d) Allah'ın isimleri tevkifidir. Sadece Allah veya Resulü (s.a.v.) kendisini isimlendirmiştir. Mutezile ve Kerramiye'nin aksine üretme veya kıyas yolu ile Allah'a isim verilemez. Allah'ın şu sözünden alınarak O'na benna, (inşa eden) makir, (hileci), müstehzi (alaycı) gibi isimler konulamaz. Göğü kendi ellerimizle biz kurduk Diğer bir ayette ise: (Yahudiler) tuzak kurdular; Allah da onların tuzaklarını bozdu. Diğer bir ayette: Gerçekte, Allah onlarla istihza (alay) eder Aynı şekilde ziraatçı, mahid, Falika, Munşi'a, kabila ve Şedida isimlerle isimlendirilemez. Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz? diğer bir ayette ise, (Bak) ne güzel döşeyiciyiz! Diğer bir ayette, Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz? Diğer bir ayette ise, Şüphesiz Allah, tohumu ve çekirdeği çatlatandır, diğer bir ayette ise, tevbeyi kabul eden, azabı çetin, Çünkü bu isimler naslarda sadece izafetle kullanıyor. bununla birlikte bunlar mutlak isim olarak kullanılmıyor. Dolayısı ile bu isimler ancak şer'i naslardaki sıfatlarla kullanılabilir. (Bölümün numarası 11; Page No. 459) Bu sebeple 'abd' kelimesini sadece Allah'ın Kur'ân'da veya Hz. Peygamber'in (s.a.v.) hadislerinde açık bir şekilde kendisini isimlendirdiği isimlerle izafe edilerek kullanılabilir.Örneğin Haşr Suresi'nin son ayetlerindeki, ve Hadid Suresi'inin ilk ayetlerindeki veya herhangi bir ayetteki Allah'ın isimleri kullanılabilir. Başarı Allahtandır! Allah, Peygamberimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.




Tags: