Erkek kardeşlerini ders çalışmaya zorlayan ve onlara şiddet uygulayan ablanın durumu


267

(7513) Numaralı fetva: (Bölümün numarası 25; Page No. 162) Soru: Ben yirmi yaşında bir genç kızım. İki erkek kardeşim var, ben onların tek kız kardeşiyim ve annem var. Babam ise iki buçuk sene önce öldü. Biz, evimizde tatillerde rahat bir hayat sürmekteyiz. Maddi durumumuz elhamdu lillah iyidir. Hayatımızı sıkıntıya sokan 17 yaşındaki büyük ve 13 yaşındaki küçük erkek kardeşlerimdir. Bunlar beni ve annemi sıkıntıya sokup aile içi çatışmalara sebep oluyorlar. Çünkü bu iki oğlan, okul ödevlerini yapmıyorlar, benim baskım ve dövmem olmasa okumuyorlar. Büyük kardeşim altıncı, küçük de beşinci sınıftalar. Onlar sınıfta kalmaları sebebi ile tahsil hayatlarında gerilediler. Ödevlerini yapmayıp dersi bellemedikleri zaman onları dövüyorum. Annem de bu duruma kızıyor hem bana, hem de onlara beddua ediyor. Benim metodum şudur: Ben bu iki oğlana diyorum ki: Ödevlerini yapan, dersini belleyen gece saat dokuzda oynamak için dışarı çıkabilir. Ama onlar bunu pek az yapıyorlar. Akşam veya yatsı vakti onları (kapı arkasından) dinliyorum ancak derslerini bellerken bulamıyorum. Ben de bir tahta parçası ile ellerine vurmak zorunda kalıyorum. Annem de kızıyor ve hem bana ve hem de onlara beddua ediyor. Ve "Allah seni de onları da başarılı eylemesin" diye beddua ediyor. Bu iki oğlan bazen hiç eve uğramadan okuldan çıkar çıkmaz sokağa çıkıyorlar. Eve ancak gece saat on birde ve bazen de daha geç geliyorlar. Annem de kızıyor ve bana: "Bunun aynısı ileride senin de başına gelsin" diyor. Ben de oturup ağlamaya başlıyorum ve Allah'tan korkuyorum. Fakat niyetimi düşünüyorum: Niyetim halis, bütün yaptıklarımı onların iyiliği için, onlar hakkında endişe ettiğim için yapıyorum. Fakat annemin kızması ve benim bu iki oğlanla baş edemeyişim canımı sıkıyor ve kızmama ve içimin daralmasına sebep oluyor. Ne yapacağımı bilmiyorum. Bana yardım edin. Allah da size yardım etsin. Bu iki oğlanı kendi hallerine mi bırakayım? Onları kızdıracak bir müdahale yapmayayım mı? Annem orta yol tut diyor. Ben ise bunu yapamıyorum. Teşvik cümleleri bu iki çocuğa fayda vermiyor. Onlar için en önemli şey, sokağa çıkıp oynamak, arkadaşları ile gidip gezmektir. Ben ne yapmalıyım? Sizin isabetli gördüğünüzü inşallah yapacağım. Ancak korkutma ve teşvik arasında orta yolu yapamam. Ben bunu beceremem. Şu anda ben onlardan elimi eteğimi tamamen çekmeyi ve kendilerini anneme bırakmayı düşünüyorum. Annemin onlara karşı hangi metodu kullandığını şu ana kadar öğrenmiş de değilim. Annemin yaşı ise altmışa yaklaştı kendisi elli beş yaşında. Annemin onlara nasıl davranacağını bilmiyorum. Benim için önemli olan soru benim şu an ne yapacağımdır. Sizlere bir mektup gönderdim ama cevap alamadım. O mektubu gönderdikten sonra ben kardeşlerime kendi metoduma göre davrandım. Annem ise bana hâlâ kızıyor ve diyor ki: Bırak çocukları! Hidayet veren ancak Allah'tır. (Bölümün numarası 25; Page No. 163)  Ben ise onlar hakkında endişe ediyorum. Ve annem bana kızınca içim parçalanıyor. Ciddi olarak kardeşlerimi kendi hallerine bırakmayı düşünüyorum. Ben şimdi ne yapayım? Allah aşkına bana bir yol gösterin.


Cevap: Annene itaat et ve kardeşlerine yumuşak davran. Kardeşlerine iyi şeyler tavsiye et. Allah kime hidayet eder ve o da nasihate olumlu cevap verirse elhamdulillah. Kim yüz çevirir ve sapkınlığında ısrar ederse onun işi Allah'a kalmıştır. Çünkü kulların kalpleri Rahmanın parmakları arasındadır. Onları dilediği gibi çekip çevirir. Senin kalpleri mecrasından çevirme gücün yoktur. Allah kendisinden yardım istenendir. Senin zimmetin böyle temize çıkar. Annenin sana olan bedduasından inşallah senin başına bir şey gelmez. Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.




Tags:




Abdul Wadood Haneef