(3630) no'lu fetvanın birinci ve ikinci soruları:
Soru 1 ve 2:
Faiz, mutlak olarak nerede bulunursa bulunsun, ve hangi şekilde olursa olsun, faizi veren ve alan olmak üzere her iki tarafa haram mıdır?, Yoksa alan taraf hariç sadece veren tarafa mı haramdır? Alan tarafa her hangi bir vebal ve günah olmazsa, bunda, buna muhtaç olması, gücü yetmemesi ve fakir olması şart mıdır?, Yoksa muhtaç olması şart değil midir? Ona muhtaç olan bir kimse için caiz ise, buna zaruri ihtiyacı olmayan bir kimsenin, mesela senelik %15 faizle çalışan bir bankadan borç alması caiz midir? Şöyle ki, o bu parayla çalışabilir ve mesela şart koşulan faizden senede %50 daha fazla (Bölümün numarası 13; Page No. 269) kar kazanabilir. Böylece verilen misalde olduğu gibi, şart koşulan faiz ile parayı çalıştırmak suretiyle elde ettiği kazanç arasındaki fark çerçevesinde %35 kar elde etmiş olur. Yoksa bu caiz değil midir?
Cevap 1 ve 2: Öncelikle; Faiz, nerede bulunursa bulunsun ve hangi şekilde olursa olsun, sermaye sahibine ve ondan faizle borç alan kimseye haramdır. Borç alan kimse ister fakir isterse zengin olsun fark etmez. Onlardan her biri günahkardır, bilakis onlardan her biri mel'undur. Yine yazan ve şahit olanlardan bu ikisine yardım eden kimse de mel'undur. Zira bunun haramlılığına delalet eden ayet ve hadisler umum ifade etmektedir. Allah Te'âlâ şöyle buyurmuştur:
Faiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların «Alım-satım tıpkı faiz gibidir» demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alım-satımı helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allah'a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar.(275)Allah faizi tüketir (Faiz karışan malın bereketini giderir), sadakaları ise bereketlendirir. Allah küfürde ve günahta ısrar eden hiç kimseyi sevmez.
Ayetleri oku. Ubade
b. es-Sâmit'ten
(Bölümün numarası 13; Page No. 270) (r.a.) rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Altın altınla, gümüş gümüşle, buğday buğdayla, arpa arpayla, hurma hurmayla ve tuz tuzla misli misline, eşit ve peşin şekilde değiştirilir. Kim artırırsa yahut artırmayı isterse faize girmiş olur.
Hadisi
Müslim
"Sahih"inde rivayet etmiştir.
Ebu
Said el-Hudri'nin
(r.a.) rivayet ettiğine göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Altını, altınla satmayınız, ancak misli misline olursa müstesna, onun bir kısmını bir kısmı üzerine artırmayınız. Gümüşü gümüş ile satmayınız, ancak misli misline olursa müstesna, onun bir kısmını bir kısmı üzerine artırmayınız. Onlardan ortada olmayanı hazır olan şeyle satmayınız.
Hadisi
Buhari
ve Müslim rivayet etmişlerdir.
İmam
Ahmed
ve Buhari'nin rivayet ettiklerine göre,
Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Altın altınla, gümüş gümüşle, buğday buğdayla, arpa arpayla, hurma hurmayla ve tuz tuzla misli misline, eşit ve peşin şekilde değiştirilir. Kim artırırsa yahut artırmayı isterse faize girmiş olur. Bu konuda alan da veren de eşittir.
Yine
Cabir b. Abdullah'tan
(r.a.) rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
(Bölümün numarası 13; Page No. 271) Resûlüllah (s.a.v.), faizi yiyene, onu yedirene, onu yazana ve ona şahitlik edenlere lanet etmiştir ve: "Onlar eşittirler" buyurmuştur.
Hadisi
Müslim rivayet etmiştir.
Şu anda kağıt paralar, semenî olmada altın ve gümüşün yerine geçmiştir. Onun hakkındaki hüküm, altın ve gümüşteki hüküm gibidir. Her Müslümanın, Allah Te'âlâ'nın helal kıldıklarıyla yetinmesi ve haram kıldıklarından kaçınması gerekir. Allah Müslümanlara, rızık kazanmak için hayatta çalışma kapılarını geniş kılmıştır. Fakir, işçi olarak yahut sermayeye nisbetle ve karı belli bir parayla değil, kardan yarı yarıya ve benzeri şekilde mudarebe olarak başkasının parasını çalıştırmak suretiyle çalışabilir. Fakirliğine rağmen çalışmaktan aciz olan kimseye, dilenmesi, zekat alması ve sosyal yardım alması helal olur.İkinci olarak: Bir müslüman, ister fakir isterse zengin olsun, %5 yahut %15 yahut daha çok yahut daha az bir faizle bir bankadan yahut bir başka yerden borç alamaz. Çünkü bu faizdir ve bu büyük günahlardandır. Yukarıda geçtiği gibi Allah, meşru kıldığı helal kazanç yollarıyla ve iş sahiplerinin yanında işçi olarak yahut resmi mubah bir işte düzenli olarak yahut yukarıda geçtiği gibi belirli oranda bir karla mudarebe olarak başkasının parasıyla ticaret yapmak suretiyle onu, bundan müstağni kılmıştır.
Başarı Allah’tandır. Allah, Peygamberimiz Muhammed'e, (s.a.v.) âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.