(Bölümün numarası 9; Page No. 187)
Borcun ve kullanmak üzere ayrılan akarın zekatı
(2390) no'lu fetva:
Soru: Benim yüz bin riyal cıvarında bir param var. Bu, üzerimde birikmiş borç parasıdır. Aylık maaşım da dört bin riyal cıvarında. Ailem on kişi. Hukümetten üç yüz bin riyal borçla aldığım bir evim var. Binanın bitmesinden itibaren orada oturdum. Ondan başkasına sahip olmadığım için onun ücretinden istifade etmedim. Binanın borcunu ödemek için hukümete olanın dışında on iki bin riyal borcum var. Binadan sonra hukümetten aldığım değeri elli bin riyal olan bir arsaya sahibim. Sorum şudur: Bu arsanın kıymeti açıkladığım gibi, bu malın zekatını vermek gerekir mi? Yani zekat malından daha çok hukümete borcum var ve inşaallah maaşımdan hukümetin borcunu ödeyebilirim. Ben bu durumda iken geçmişte ben zekatı veriyordum, fakat şimdi zimmetimin beri olacağı hakkı arıyorum, Allah sizden razı olsun.
Cevap: Öncelikle: Zekat, Allah'tan sevap umarak ve azabından korkarak, emanet olarak hak sahiplerine ödenmesi vacip olan her müslümanın üzerine gerekli olan İslam'ın rükunlarından bir rükundur. (Bölümün numarası 9; Page No. 188) İkinci olarak: Sorunda söylediğin durum üzere iken, zekatını vermiş olman, bizzat sevaptır. Zikrettiğin birikmiş olan borç parasına gelince, üzerinden bir yıl geçince ona zekat gerekir.Üçüncü olarak: Oturduğun evden ve ikta yoluyla sahip olduğun arsadan zekat vermek gerekmez, ancak onu satışa çıkardığın zaman ve satışa çıkardıktan sonra üzerinden bir yıl geçince zekat gerekir.Dördüncü olarak: Sen söylediğin durumda iken, kalkındırma sandığına olan borcun, yanında olan malın zekatını vermeye engel değildir. Yapmakta olduğun şeye devam et, Allah Te'âlâ seni mükafatlandıracak ve sana daha iyisini nasip edecektir. O (c.c.) şöyle buyurmaktadır:
Siz hayıra ne harcarsanız, Allah onun yerine başkasını verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.
Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.