Cevap 2: Me'mumun (imama uyanın) imamına rüku, secde, kıyamda ve bunlardan kalkarken tabi olması gerekir. Ondan önce rüku ve secde yapamayacağı gibi bunlarda ondan önce de kalkamaz. Zira bu konularda Resulullah'ın (s.a.v.) emri ve imamın geçilmesi veya onunla birlikte hareket edilmesine karşı da nehyi vardır. Şöyle buyurur:
İmam kendisine uyulmak içindir, ona muhalefet etmeyin. İmam tekbir aldığında siz de hemen tekbir alın, o rüku'ya gittiğinde siz de rüku'ya gidin, o "Semi'allahü limen hamideh" dediği vakit siz "rabbenâ velekelhamd" deyin. O secde yaptığında siz de hemen secde yapın.
Hadis , muttefekun aleyhtir.
(Bölümün numarası 7; Page No. 318) Dolayısıyla me'mumun bu işleri imamdan sonra yapmasını emretmiştir. Çünkü ''fa'' harfi tertib için kullanılır. Buyurur ki:
Sizden biriniz, imamdan önce başını kaldırdığı zaman, Allah'ın, suretini merkep (eşek) suretine çevirmesinden korkmuyor mu?
Üzerinde ittifak edilmiştir
İmamdan önce veya onunla beraber rüku, secde yapan veya başını kaldıran kimse Resulullah'a (s.a.v.) muhalefet etmiş, nefsini azaba arz etmiş ve sevaptan mahrum kalmıştır. Hükmünü bilerek yaparsa namazı batıl olur ve iadesi gerekir. Nitekim
İbn-i Ömer'den de böyle rivayet edilmiştir.
İmam
Ahmed b. Hanbel de böyle görmektedir.
Yanılarak imamından önce hareket eden veya hükmü bilmeyen kimsenin namazı geçerlidir. Hatırladıklarında tabi olmanın vacib olması gerektiğinden dolayı bilmeyen kimse öğrendiğinde ve yanılan kimse de hatırladığında imamına rücu eder.Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.