(Bölümün numarası 8; Page No. 208) (1193) no'lu fetva:
Soru: Bir topluluk, cuma günü memleketlerinden çıktılar ve aynı gün memleketlerine dönmek üzere, yaklaşık seksen km. uzaklıktaki bir başka yere yöneldiler. Bu yere ulaşmadan önce, bir km. uzaklıkta vadilerden bir vadide durdular. Sonra köy halkı onları karşılamak üzere çıktılar ve onlar ve köy halkı vadide cuma namazını kıldılar. Bu namazın sahihliği hakkında soruluyor.
Cevap: Yolcu olan kimseye cumanın gerekmediği gizli değildir. Eğer onu kılarsa, o sahihtir ve öğlenin yerine geçer. Şöyle ki: Soru soran, memleketlerinden bir başka memlekete çıkan topluluğun, yolcu olduklarını ve onların, yöre halkıyla birlikte beldenin dışında cuma namazı kıldıklarını zikretmiştir ki, onların cuması sahihtir. Köylerinden yaklaşık bir km. uzaklıktaki vadide, o yöre halkının cuma kılmalarına gelince, onun sahihliğine mani bir durum olduğunu görmüyoruz. Zira ilim ehli, yapılaşmaya yakın sahrada onun ikame edilmesinin caiz olduğunu söylemişlerdir. Çünkü
Ebu
Davud
ve Darakutni'nin,
Ka'b
b. Malik'ten
(r.a.) şöyle rivayet etmişlerdir:
Dedi ki:
Hezmu'n-Nebit'de
Beni Beyaza arazisinde bizleri ilk olarak cuma için toplayan Esad b. Zurare idi. Bunun üzerine ben, "O sırada kaç kişi idiniz?" diye sordum. "Kırk kişi idik" şeklinde cevap verdi.
Beyhaki, (Bölümün numarası 8; Page No. 209)
senedi sahihtir,
demiştir. Böylece soru soran, camide kılınması gerekli olan hariç, bu yerde cumanın ikamet şeklini öğrenmiş oluyor.Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.