(305) no'lu fetva:
Soru :
Küveytli bir bayan soruyor: Ramazan'da gündüzleyin, ben hayızlı iken eşim benimle beraber oldu. Bunun dini hükmü nedir?
Cevap: Bu soru iki açıdan değerlendirilmesi gerekir. (Bölümün numarası 10; Page No. 304) birincisi: Koca eşi ile Ramazan'da gündüzleyin beraber olmuştur. Bunun cevabı: Tevbe ile beraber kaza ve kefaret gerekir. Cima yaptığı günden bedel kaza orucu tutar. Kefarette ise bir köle azad eder; buna gücü yetmezse ardarda iki ay oruç tutar; buna da gücü yetmezse altmış fakiri doyurur. İbn Mace'nin senedi ile beraber naklettiği bir hadisteki Hz. Payganber'in, (s.a.v.) eşi ile Ramazanda cima yapan A'rabi'ye şu ifadesi delildir:
Onun yerine bir gün oruç tut.
Kefaretin vucubiyeti ise yine sünenlerde ve diğer hadis kitaplarında Peygamber'den (s.a.v.) gelen hadislerle sabittir:
Peygamber (s.a.v.), Ramamazan ayında oruçlu iken karısı ile cinsî münasebette bulunan bedeviye şöyle dedi: "Bir köle azad et". Adam: bulamam dedi. Resûlüllah: "iki ay arka arkaya oruç tut" dedi. Adam: "Buna gücüm yetmez" dedi. Rasûlüllah: "Öyleyse altmış fakiri doyur!" buyurdu.
Hadis. Kadın için herhangi bir şey yoktur. Çünkü kendisi hayızlı olduğu için oruç ibadeti ondan düşmüştür. İkincisi, yani hayızlı eşi ile beraber olma meselesinin cevabı ise şöyledir: İbn Abbas'ın naklettiği şu hadise dayanılarak bir buçuk dinar infak etmesi gerekir:
Bir dinar veya yarısını tasadduk eder.
Ahmed, Tirmizi ve Ebu Davud bu hadisi rivayet etmiştir.
(Bölümün numarası 10; Page No. 305) Sahih hadis bu şekildedir, demişlerdir. Dinardan kastedilen ise bir miskal (4.009 gr.) basılmış ve basılmamış altın veya onun kıymetinde gümüştür. Eğer bu kadın gönüllü olarak yapmışsa kocası gibi kefaret ödemesi gerekir. Aynı şekilde ikisi Allah'a tevbe etmesi gerekir.Başarı Allah'tandır! Allah, Peygamberimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.