(2511) no'lu fetva:
Soru:
Kadınların biri, 1396 h. yılında hafife alarak, özürsüz bir şekilde orucunu terk etmiştir. Bunun hükmü nedir? Ne yapması gerekir?
Cevap : Eğer durum anlattığın gibi ise, orucu terk etmeyi mübah görmeden üç gün terk etmişse büyük bir günaha girmiştir. Ramazan ayının hürmetini çiğnemiştir. Çünkü Ramazan orucu İslamın rükunlarındandır. Zira Allah (Sübhanehu ve Te'âlâ) şöyle buyurmuştur :
Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.
(Bölümün numarası 10; Page No. 142) ...
Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun.
Terk ettiği üç günü kaza etmesi gerekir. Eğer orucu tutmadığı günlerin gündüzünde cinsel ilişki yapmışsa, kaza ile beraber kefaret gerekir. Eğer ilişki iki gün ise, kaza ile beraber iki kefaret gerekir. Bu şekilde devam eder. Kefaret ise şudur; köle azadı bulamazsa iki ay peşpeşe oruç tutar. Eğer güç yetiremezse, altmış fakiri doyurur. Her fakire yarım sa' verir. Buğday, hurma, pirinç, mısır vb. ürünlerden yedirir. Allah'a tövbe edip istiğfar etmesi gerekir. Farz olan orucunu tutmaya, kesin bir şekilde bir daha Ramazan orucunu terk etmemeye samimi olarak azm edecek. Aynı şekilde, terk ettiği üç günün kazasını diğer Ramazandan sonrasına geciktirdiği için (her gün için) fakire yedirmesi gerekir.Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.
Kuran
Kuran Tilavetleri
Fıkhı
Tevhid
Ramazan ayında oruç...
