Güç yettiği oranda iyiliği emretmek


345

(7125) Numaralı fetvanın üçüncü sorusu: Soru 3: Kur'ân'dan bir miktar ezberlemiş, sünnet ve bid'atı bilen kör bir adam var. Fakat insanlara bid'atları terk edin diyemiyor. Çünkü onların her hangi bir şekilde kendisine eziyet edeceğinden korkuyor. Şimdi şikayetini, mazeretini çözmesi için komisyona sunuyor. Bu adam bu durumda sessiz kalırsa günah işlemiş mıdır, değil midir?


Cevap 3: Allah Te'âlâ Lokman (a.s.)'ın oğluna nasihatını anlatır. Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azim gerektiren işlerdir. Peygamber (s.a.v.)'in şöyle dediği sabit olmuştur: Kim bir kötülük görürse onu eliyle düzeltsin, buna gücü yetmezse diliyle düzeltsin, buna da gücü yetmezse kalbiyle buğzetsin. Bu, imanın en zayıf derecesidir. " Öyle ise müslümanın, gücü yettiği oranda kötülüğü düzeltmesi gerekir. Çünkü Allah Te'âlâ herhangi bir kimseyi ancak gücünün yettiği ile sorumlu tutmaktadır. Yine Allah Te'âlâ bu konuda şöyle buyurmuştur: O halde gücünüz yettiğince Allah'a isyandan kaçının. Peygamber (s.a.v.)'in dediğine göre: Size bir şey emrettiğim zaman, gücünüz yettiği kadarıyla bunu yerine getirmeye çalışın. Müslüman eziyete sabretmelidir. Çünkü eziyete sabretmek, iyiliği emredip kötülükten sakındırmanın gereklerindendir. Kim gücü yettiği oranda kendine düşeni yaparsa o mükafatını alır. Emredilen şeyi yapmaktan kim aciz kalır, güç yetiremezse o da mazurdur, günahkar değildir. Başarı Allahtandır! Efendimiz Muhammed'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.




Tags: