(Bölümün numarası 1; Page No. 376) ( 18870 ) Numaralı fetvanın beşinci sorusu:
Soru 5 : Bazı davetçiler hakimiyet tevhidini anlatmaya önem vermektedir. Bilinen üç tevhit çeşidine ek olarak bunu anlatmaktadırlar. Bu anlattıkları şey diğer üç kısıma girer mi? Ona önem vermek için müstakil bir kısım olarak addetmemiz gerekir mi? Ve şöyle söylenmekte: Muhammed b. Abdulvahhab kendi zamanında insanların bunu ihmal ettiğini gördüğü için uluhiyyet tevhidine önem vermiştir. İmam Ahmed de kendi zamanında insanların bunu ihmal ettiğini gördüğü için Allah'ın isimleri ve sıfatlarının tevhidine önem vermiştir. Bugün ise insanlar hakimiyet hususunda tevhidi ihmal etmekteler. Bu sebeple ona önem vermek gerekir diyorlar. Bu görüş sahih midir?
Cevap 5
: Tevhit çeşitleri üçtür: Rububiyyet tevhidi, Allah'ın uluhiyyetine iman ve isim ve sıfat tevhidi. Dördüncü bir kısım yoktur. Allah'ın indirdiği ile hükmetmek uluhiyyet tevhidine girer. Çünkü Allah'a (c.c.) ibadettir. Bütün ibadetler uluhiyyet tevhidine girer. Hakimiyeti müstakil bir kısım kılmak, sonradan uydurma bir şeydir. Bildiğimiz kadarıyla alimlerden bunu söyleyen yoktur. Ancak bazı alimler genel bir değerlendirme yaparak tevhidi ikiye ayırmıştır. Marifet ve ispat alanında tevhit. Bu rububiyyet tevhidi ve isim ve sıfat tevhididir. Talep ve kast tevhidi, bu da, Allah'ın uluhiyyetine iman tevhididir. Kimi alimlerde yukarıda geçtiği gibi tafsilata girerek tevhidi üçe ayırmıştır. Allah daha iyi bilir. Uluhiyyet tevhidine bütün kısımlarıyla inanmak gerekir. Önce şirkten yasaklamakla başlanır. Çünkü bu en büyük günahtır ve bütün amelleri siler atar. Şirkle ölen ebediyen cehennemde kalır. Bütün peygamberler ilk önce Allah'a kulluğa ve şirkten uzaklaşmaya davet ederler. Allah (c.c.) bizlere onların yolunda gitmeyi davet ve diğer dini işlerde de onlara tabi olmayı emretmiştir. Üç kısmıyla tevhide önem vermek her zaman vaciptir. Çünkü şirk ve Allah'ın sıfat ve isimlerini yok saymak her zaman devam edecektir. Ahir zamanda çoğalacak ve tehlikeleri artacaktır. Bir çok müslümana bunun önemi kapalı kalabilecektir. Buna davet edenler çoktur ve aktif çalışmaktadırlar. Soruda geldiği gibi, şirk sadece Muhammed b. Abdülvahhab zamanında vuku bulmadı. Aynı şekilde Allah'ın isim ve sıfatlarını yok saymak sadece İmam Ahmed döneminde olmadı. Bilakis müslümanların arasında tehlikeleri ve vuku bulması çoğalmıştır. Onlar şiddetli bir şekilde buna düşmekten sakındıracak ve tehlikelerini açıklayacak kişilere ihtiyaç duymaktalar. Allah'ın emirlerine uymak, yasaklarından kaçınmak ve şeriatını hakim kılmak husunda istikametin ancak tevhidi oluşturmak ve şirkten uzak kalmakla mümkün olduğunu da anlatmak gerekir.
(Bölümün numarası 1; Page No. 377)
Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.