(Bölümün numarası 19; Page No. 9) 13279 Numaralı fetva:
Soru: Ben
Hindistan'dan müslüman bir kimseyim.
Hintli genç bir kızla evlendim. O Hindu dinine mensuptu. Fakat ben, Şeyh Ahmed Didat'ın derslerinden ve münazaralarından davetin çeşitli
şekillerini
(Bölümün numarası 19; Page No. 10) öğrendim. Ben onu Hanif olan İslam'a davet ettim ve o da müslüman oldu ve müslüman olduktan on beş gün sonra onunla evlendim. Öğrendim ki o, onunla evlenmeden önce ailesinin evinden kovulmuş. Dedi ki: Onlar, müslüman olmasından dolayı onu kovmuşlar. Miladi 25/3/1989 tarihinde onunla evlendim ve onun bakire olmadığını öğrendim. Bunun için şöyle diyor: Özellikle ata binme olmak üzere sporla uğraştığından dolayı bu oldu. Benim açımdan, onun geçmiş hayatından olan şeylerin hepsini bağışladım. Sonra hamile kaldı ve tıbbi araştırma, onun doğum tarihinin 4/10/1989 olduğunu gösterdi. Doğum tarihinin yakın olması sebebiyle bu konuda ailem şüpheye düştü. Babamın hanımı tarafından cezalandırılmak üzere evde ona şiddet uyguladılar ve kendileriyle beraber yemek yemekten men ettiler. Sonra evden kovuldu ve bizim bölgemizden 1000 km. uzaklıkta bir odaya onu yerleştirdim. Sonra hamileliğinin üzerinden altı buçuk ay yahut 29 hafta geçtikten sonra miladi 17/10/1989 tarihinde doğum yaptı. Özürler ve sebepler ne olursa olsun, ailem bu çocuğu ve annesini reddetti. Eşim diyor ki: Çocuk, benim çocuğumdur. Arkadaşım olan altı doktora onu götürdüm, onların hepsi Budist dinine mensupturlar, onların hepsi şöyle dediler: Hamileliğin üzerinden altı ay geçtikten sonra çocuk annesinin karnından doğabilir. Yine diyorlar ki: Altı buçuk ay sonra annesinin karnından doğarsa, bir ay boyunca küveze konulması gerekir. Ancak o, sadece üç gün küveze konuldu. Ailem, şiddetle onu boşamamı istiyorlar. Ben ise ne yapacağımı bilmiyorum. Bu çocuk gerçekten benim çocuğum mu? Eşimin benden başka kimsesi yok. Onu terk ettiğim takdirde ona rağmen batıl inancına dönme ihtimali var. Bu durumda çocuk da onunla beraber olacak. Bu çocuk gerçekten benim çocuğum mu? Benim çocuğum değilse, annenin ve çocuğun müslümanlığını korumam için ne yapayım? Bu konuda bana bilgi vermenizi rica ediyurum.
Cevap:
Hamileliğin en az süresi altı aydır. Allah Te'âlâ şöyle buyurmuştur:
Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu. Taşınması ile sütten kesilmesi, otuz ay sürer.
Yine şöyle buyurmuştur:
Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur.
İki yıl: Yirmi dört aydır. Otuz aydan geriye altı ay kalır. Bu ise, hamileliğin en az süresidir. Bundan dolayı doğan, senin çocuğun olur. (Bölümün numarası 19; Page No. 11) Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.