İhkamü't-Takrir Fi Ahkami't-Takfir adlı kitap


300

(20212) Numaralı fetva: Soru: Bizler Suudi Arabistan'da büyük bir nimet içerisindeyiz. En büyük nimet ise tevhid nimetidir. Ayrıca tekfir meselesinde Mürcie ve Hariciye mezhebini reddediyoruz. Bu günlerde Ürdünlü Murad Şükrî'ye ait 'Tekfir Meselesinde İhamü't-Takrır' adlı kitabı elime geçti. Bu kişinin alim olmadığını daha sonra öğrendim. Ayrıca şer'i ilimlerde de bir yetkinliği yoktu. Kitapta, ğulattan olan Mürcie mezhebinin fikirleri yayıyor. Ona göre küfür sadece yalanmak ile sınırlıdır. Oysa bizim bildiğimiz, ilim ehlinin de ifade ettiği gibi Ehl-i sünnet'e göre küfür, sözle, fiille, inanma ile ve şek ile olur. Sizden bununla ilgili açıklama yapmanızı istiyorum. Umarım bu sayede Ürdün'de bulunan ve kendilerini selefi cemaate mensup olduğunu iddia eden bu kişinin kitabına insanlar aldanmazlar.Allah sizi korusun. (Bölümün numarası 2; Page No. 134)  Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi sizin üzerinize olsun.


Cevap: Zikredilen kitabı incelendikten sonra, kitapta, küfrün ancak yalanlamak ve inkar gerçekleşeceği gerekçesi ile Mürcie mezhebinin kabul görüldüğü ve yayıldığı görüldü. Bu mezhebin sünnet ve delil adı altında, selefi âlimlerin sözleri ile meşru gösterilmesi ise hakkı bilmemekten, karıştırmaktan kaynaklanmaktadır. Bunu ümmetin selef alimlerinin sözü ile delillendirilmesi aklın sapıtmasıdır. Çünkü bu 'Günah imana zarar vermez.' diyen Mürci'e mezhebidir. Bunlara göre iman, sadece kalp ile tasdik etmek, küfür de sadece yalanlamaktan ibarettir. Bu mezhep bu görüşü ile tefrikte aşırı gitmiştir. Bunun karşısında batıl bir mezhep olan Hariciye tekfir konusunda aşırıya giderek ifrata kaçmıştır. Bu iki mezhep sapık mezheplerden kopmuş iki batıl mezheptir. Dolayısı ile bunların görüşleri de batıldır. Allah Ehl-i sünnet ve'l-Cemaat'e hak sözü, doğru mezhebi ve müslümanı ve dinini korumak için ifrat ile tefrit arasında mutedil bir itikat göstermiştir. Delil olmadıkça bunları tekfir etmek caiz değildir. Küfür ise, sözle, fiille, terk etmek ile, itikat ile ve şüphe ile olur. Nitekim bunla ilgili kitaptan ve sünnetten deliller mevcuttur. Dolayısı ile bahsedilen sebeplerden dolayı bu kitabın yayını ve basımı caiz değildir. İçerisinde yer alan batıl görüşlerin kitaptan ve sünnetten delili yoktur. Ayrıca bu Ehl-i sünnet ve'l-Cemaat değildir. Bu kitabın yazanın ve yayınlayanın tevbe etmesi gerekir. Çünkü tevbe günahları bağışlar. İlim ehli olmayanların, zarar görmesin diye de bu meselelerle ilgilenmemeleri gerekir. Akaidin ifsadı, kendisinden beklenilen faydadan daha çoktur. (Bölümün numarası 2; Page No. 135) Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Muhammed'e, âline ve ashâbına salât ve selâm etsin.




Tags:




Ramazanda Oruç tutmamayı mubah kılan özürler ve orucun kazası