(20272) no'lu fetva:
Soru: Miladi 1960 yılında mübarek kurtuluş savaşı esnasında Fransız sömürgesi, Almanya'da askerlik hizmetini yapması için babamı
aldı
ve
Almanya'ya gitti.
(Bölümün numarası 14; Page No. 66) Hizmeti esnasında parmağını kesti ve sonra bir altın parçasıyla onu tuttu. Babam askerlik hizmetini tamamlayarak
istiklalden sonra Cezayir'e
döndü. Parmağına karşılık aylık maaş almaya başladı ve bu maaşla bir ortaklık şirketine girdi. Miladi 1963 yılında çalışmak için
Fransa'ya
(Bölümün numarası 14; Page No. 67) hicret etti. Oraya vardıktan sonra Allah'a hamdolsun, Allah muvaffak etti ve helal bir iş buldu. İlk önce su kanallarının temizliğinde çalıştı sonra üç yıl süreyle yapım işine geçti. Miladi 1966 yılında ve sürücü belgesi (ehliyyet) aldıktan sonra şoför olarak bir şirkette çalışmaya başladı. Bu işte 1982 yılına kadar kaldı. Allah'a hamdolsun, buraya kadar her şey normaldi. Fakat bu çalışma esnasında babamın kötü bir arkadaşla tanıştığı uğursuz gün geldi ve ona vesvese vererek şöyle dedi: Bu şoförlük işini bırak ve gel ortak bir kahvehane satın alalım. Bu kötü arkadaş babama vesvese vermeye devam etti ve kahvehane satın almaya onu ikna etti ve şoför olarak işi bıraktı. Fiili olarak aynı yıl 1982 de kahvehane satın alma işi tamamlandı ve yeni işine başladı. Bu kahvehanede kahve, çay, gazlı meşrubatlar ve içki satıyorlardı. Babamın dediğine göre o, içki satışının haram olduğunu bilmediğine dair bize yemin ediyor. Bu, uzun süre devam eden sömürge esnasında ve sonrasında meydana gelen cahillikten dolayıdır. Fakat babam bu işi bırakmadı ve onda devam etti ve haram para gün be gün arttı. Ondan iki ev yaptık ve babam bazı arabalar satın aldı ve sattı. Şu anda bizim iki evimiz ve biri kardeşimin çalıştırdığı büyük, diğeri de evde bulunan küçük olmak üzere iki arabamız var. Bütün bu senelerden sonra babam, tevbe-i nasuh ile Allah'a tevbe etmek istedi. O, yaptığı bütün şeylere pişmandır ve Allah'a tevbe etmek ve bu işi bırakmak istiyor. Bu yıl kahvehaneyi satmayı kararlaştırdı. (Allah onu kolaylaştırsın.) Ancak aradan tam 60 yıl geçtikten sonra, onun iki emekli maaşı oldu. Birisi Allah'ın izniyle helal olan birinci işinden olan emekli parası, ikincisi ise haram olan ikinci işinden emekli parası. Sayın hocam, işte tam olarak benim problemim bu. Bu konuda bana fetva vermenizi ve bu sıkıntıdan çıkış konusunda bize yol göstermenizi rica ediyorum. Biz bu işimizde hayret içindeyiz ve burada bize fetva verecek kimse bulamadık.
Cevap: Durum söylediğin gibi ise, ilk önce Allah'a tevbe ettikten sonra babanın, kahvehaneden elde ettiği haram paranın miktarını biliyor ise, sadaka niyetiyle değil, ondan kurtulmak niyetiyle, onu insanların faydalandığı genel bir projeye yatırmak suretiyle yahut fakir ve onu muhtaçlara vermek suretiyle ondan kurtulması gerekir. Eğer haram paranın miktarını bilmiyorsa, zann-ı galibine göre takdir eder ve onun hakkında yukarıda söylediğimiz şeyi yerine getirir. (Bölümün numarası 14; Page No. 68) Başarı Allah'tandır! Allah, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.