(Bölümün numarası 9; Page No. 12)
Kabirlere tapanların cenazesini teşyi' etmek
(3548) no'lu fetvanın birinci sorusu:
Soru 1: Allah Te'âlâ şöyle buyuruyor:
(Kafir olarak ölüp) cehennem ehli oldukları onlara açıkça belli olduktan sonra, akraba dahi olsalar, (Allah'a) ortak koşanlar için af dilemek ne peygambere yaraşır ne de inananlara.
Yukarıda geçen ayetin zahiri, akrabadan da olsalar müşriklere istiğfar etmeyi yasaklıyor. Bizim bedevi Araplardan bir çoğunun anne-babası ve akrabaları vardır ki, sıkıntıların gitmesi ve hastaların iyileşmesi için, kabirlerde kurban kesmeyi, orada bulunanlardan tevessül etmeyi, adak adamayı ve kabir ehlini vesile kılarak yardım istemeyi adet haline getirmişler ve bu hal üzere ölmüşlerdir. Onlara, tevhidin manasını ve "La ilahe illellah"ın manasını öğretecek kimse gelmedi ve onlara adağın ve duanın ancak tek olan Allah'a yapılacağını öğretecek kimse gelmedi. Onların cenazelerini takip etmek, cenaze namazlarını kılmak, onlara dua ve istiğfar etmek, haclarını kaza etmek ve onlara tasaddukta bulunmak sahih midir?
Cevap 1: Anlattığın hal üzere ölen kimsenin cenazesini takip etmek, cenaze namazını kılmak, ona dua ve istiğfar etmek, haccını kaza etmek ve onun adına tasaddukta bulunmak caiz değildir. Çünkü onun zikredilen amelleri, şirk içeren amellerdir. Allah Te'âlâ yukarıda geçen ayette şöyle buyurmuştur: (Bölümün numarası 9; Page No. 13)
akraba dahi olsalar, (Allah'a) ortak koşanlar için af dilemek ne peygambere yaraşır ne de inananlara.
Yine Peygamber'den (s.a.v.) rivayet edildiğine göre şöyle buyurmuştur:
Anneme istiğfar etmek için Rabbimden izin istedim, bana izin vermedi. Onun kabrini ziyaret etmek için izin istedim, bana izin verdi.
Onlar, işledikleri bu mezkur işlerin şirk olduğunu kendilerine açıklayacak kimse gelmemiştir şeklindeki, onlar hakkında söylenilen şeyden dolayı mazur değillerdir. Çünkü Kur'ân-ı Kerim'de bunun delilleri açıktır ve âlimler aralarında mevcuttur. Onların üzerinde bulunduğu şirk hakkında soru sorma imkanları vardı, fakat onlar yüz çevirdiler ve üzerinde bulundukları şeye razı oldular.Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.