Kadınların bayram namazına gitmesi.
(8072) no'lu fetva:
Soru: Zât-ı âlinize ifade edeyim ki, ben Yenbu' Mıntıkasına tabi Îs Beldesi Emirliğine tabi Fer'
köyünde
cami
imamıyım.
(Bölümün numarası 8; Page No. 286) Kadınların ve çocukların Bayram namazı kılınan musallaya çıkmaması, bu bölgenin adetlerindendir. Geçen Ramazan bayramından iki gün önce onları uyardım: Onların bu amelleri sünnete muhaliftir ve Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) sünnetine imtisal etmeleri ve kadınları ve çocukları musallaya getirmeleri gerekir. Bu amelimle, ancak kaybolan sünneti ihya etmeyi kasdettim ve ailemle (eşim ve çocuklarım) işe başladım. Fakat malesef bölgenin kadınlarından hiçbir kadın musallaya gelmedi. İnsanlar benim bu amelimi konuşmaya başladı ve onu çirkin bir münker olarak olarak gördüler. Onların bazılarının kini, beni Yenbu' Vakıflarındaki bazı sorumlulara şikayete kadar götürdü ve oraya gelmem istendi. Bana dedi ki: Bu gibi şey yapma, çünkü bununla, namaz kılanlarda karışıklık meydana gelir. Bölge halkıyla yaşadığım şey budur. Bundan dolayı şeri hükmü ve aralarında bundan daha kötüsü bulunan bu gibi adetlerinin hatasını beyan eden bir mektup ve fetva ile bizi bilgilendirmenizi sizden rica ediyorum. Her münasebette konuşmalarda bunu ikaz etmeme rağmen kadınların, mahremleri olmayanların yanına çıkmaları ve onlara selam vermeleri, başların öpülmesi ve benzerleri. Bayramdan önce cuma namazında onalar okunması için, fetvanın onlara yönelik olmasını sizden rica ediyorum. Açıklanması gereken şey budur. Size ve bütün müslümanlara ecir ve sevap vermesini Allah'tan niyaz ederiz.
: Birinci olarak: Her iki bayram gününde kadınların musallaya çıkmaları sünnettendir. Buhari ve Müslim'de ve diğerlerinde
Ümmü Atiyye'den (r.a.)
rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: Bir rivayette "emrolunduk" şeklindedir.
Peygamber (s.a.v), bize, ergenlik çağına giren ve girmeyen genç kızların bayram namazlarına gitmemizi ve hayızlı kadınların ise müslümanların namazgahından ayrılmalarını emretti.
Başka bir rivayette:
Bize, namazgaha çıkmamız ve genç kızları ve perde ehli genç kızları çıkarmamız emredildi.
Tirmizi'nin
rivayetinde:
Rasûlüllah (s.a.v.) bayram namazlarına bekar kızları, genç kızları ve perde ehli kızları çıkarırdı. Hayızlı olanlar, musalladan uzak dururlar ve müslümanların dualarına iştirak ederlerdi. Onlardan birisi şöyle dedi: Ya Rasûlellah, onun örtüsü yoksa ne yapar? Buyurdu ki: Kız kardeşi ona kendi örtüsünden ödünç versin.
Nesai'nin
rivayetinde:
Hafsa
(Bölümün numarası 8; Page No. 287) binti Sirin şöyle dedi:
Ümmü
Atiyye
Resûlüllah'tan bir şey söylemez ancak şöyle derdi: "Babam sana feda olsun". Ona: Resûlüllah'tan şöyle şöyle işittin mi" diye sorduğumda şöyle dedi: Evet, babam feda olsun, Resûlüllah şöyle buyurdu: Bakire genç kızlar, örtünme çağına gelmiş kızlar ve hayızlı kadınlar çıkarlar ve bayram namazına ve müslümanların dualarına iştirak ederler. Hayızlı kadınlar ise musalladan uzak dururlar.
Yukarıda geçen şeyden dolayı, diğer delillerden de anlaşıldığı gibi, açık saçık değil, mütesettir olarak çıkmaları şartıyla, kadınların bayram namazlarına çıkmaları müekked sünnettir. Mümeyyiz çocukların bayram ve cuma namazına ve diğer namazlara gitmelerine gelince, bu konudaki delillerin çokluğundan dolayı bu, bilinen ve meşru olan bir durumdur. İkinci olarak: Yabancı kadınlarla musafaha etmek haramdır. Zira Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Ben kadınlarla tokalaşmam.
Hz.
Aişe
(r.a.) da şöyle demiştir:
(Bölümün numarası 8; Page No. 288) Rasûlüllah'ın eli hiç bir kadın eline değmemiştir. O, onların biatını sözle alırdı.
Çünkü yabancı kadınlarla musafaha, fitne sebeplerindendir. Başarı Allahtandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.