(1662) Numaralı fetva:
Soru: Kardeşim Allah ve Resûlünün sünneti üzere bir kadınla evlendi. O, kadını tanımadan ve o da onu tanımadan vefat etti. Ona mehir gerekir mi, yahut gerekmez mi? Zira o, bir şey görmeden vefat etti. Yanında mevcut olandan, ona onun hakkından 7000 riyal ödedi ve ona peşin olarak teslim etti. Kalan mehri ona vermek gerekir mi, ve bu onun hakkı mıdır? O, vefat etti ve geride çocuk bırakmadı ve ondan önce de evlenmedi.
Cevap: Bir kadına sahip olduktan ve mehrinden ona yedi bin riyal ödedikten sonra kardeşinin vefatıyla ilgili durum zikredildiği gibi ise, kalan mehri ödemesi gerekir ve ona mirasçı olur ve onun vefat iddetini beklemesi ve geceleriyle birlikte dört ay on gün yas tutması gerekir. Zira Allah Te'âlâ genel manada şöyle buyurmuştur:
Sizden ölenlerin, geride bıraktıkları eşleri, kendi başlarına (evlenmeden) dört ay on gün beklerler. Bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit, kendileri hakkında yaptıkları meşru işlerde size bir günah yoktur. Allah yapmakta olduklarınızı bilir.
(Bölümün numarası 19; Page No. 59) Peygamber (s.a.v.) de şöyle buyurmuştur:
Allah'a ve âhiret gününe iman eden bir kadının ölü için üç günden fazla yas tutması helâl değildir. Sadece kocası için dört ay on gün yas tutabilir.
Yine Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Kocası mehrini tayin etmeden ve kendisiyle cinsel ilişki kurmadan ölen kadın hakkında (şöyle dedi): O kadına mihri misil denilen kendi seviyesindeki kadınların mehri verilmesi gerekir ne eksik ne de fazla, o kadının iddet süresini de beklemesi gerekir. Mirastan da payına düşeni alır.
Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.