(3633) Numaralı fetvanın ikinci sorusu:
Soru 2: Kötülüğü
değiştirme hadisinden kastedilen kötülüğün değişmesi için onun olduğu yeri terk etmemiz midir? Ya da kalplerimizle ondan tiksindiğimiz ve onu inkar ettiğimiz sürece kalmamız mıdır? Bize bilgi verin, Allah sizi mükafatlandırsın.
Cevap 2: Kötülüğü inkar etmede müslümanlar derece derecedir. Onlardan, yöneticiler ya da bu iş için kendisine yetki verilenlerden, onların yerine geçenler gibi, elleri ile kötülüğü düzeltmesi gerekenler vardır. Oğlu ile baba, efendisi ile köle, karısı ile koca gibi. Bu durum, eğer günah işleyen ancak bununla günahtan yüz çevirecekse geçerlidir. Onlardan kimi de fitne ortaya çıkması ve kargaşanın yayılması korkusu ile, nasihat, yol gösterme, yasaklama ile kötülüğü değiştirmesi gerekenlerdir. Onlardan bazılarına sadece kalp ile buğz etmek, yani yaptığını kötü görmek gerekir. Bunun nedeni dil ve etki bakımından o kişilerin zayıf olmalarıdır. Bu, imanın en zayıfıdır. Peygamber (s.a.v.) şu sözünde bunu açıklamıştır.
Kim bir kötülük görürse onu eliyle düzeltsin, buna gücü yetmezse diliyle düzeltsin, buna da gücü yetmezse kalbiyle buğzetsin. Bu imanın en zayıf derecesidir.
Müslim bu hadisi,
Sahihinde Ebu Said el-Hudri (r.a.)nin hadisinden
rivayet etmiştir.
Eğer şer'i fayda onun, yani kötülüğü düzeltmek isteyenin, kötülüğün yayıldığı ortamda kalmasında ise, kötülüğe onu, yani orada kalmayı tercih eder. Kendisi için kötülükten korkmazsa, derecesine göre kötülüğü inkar etmekle beraber kötülüğü işleyenlerin arasında kalır. Eğer kendinden emin değilse dinini korumak için onları terk eder.Başarı Allahtandır! Efendimiz Muhammed'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.