(7803) Numaralı fetva:
Soru: Şüphesiz Lut (a.s.) kavminin helak sebebi olan sapıklık (eşcinsellik), en kötü ve en çirkin işlerden
biridir.
(Bölümün numarası 24; Page No. 349) Bu günahı işleyen kişinin tövbesi, had cezası (cezai uygulama) almadan da kabul olur mu? Nasuh tövbede (samimi tövbe) had cezası almak şart mıdır? Bu büyük günahı (lut kavminin sapıklığı, eşcinsellik) işleyen kişi fasıktır, günahkardır. Tövbe etmesi, bu günahını temizler mi? Bu veya başka büyük günahlar işleyen kimsenin daha sonra müttakilerden (takva sahipleri) olması mümkün müdür? Ülkesinde had cezaları uygulanmayan günahkar kişi ne yapmalıdır? Çocukluğundan beri bu hastalığa (eşcinsellik) sahip olan kişi için çözüm nedir, ki o kişi şu anda yaklaşık yirmi yaşına ulaşmış durumdadır? Bu iğrenç suçu işleyen ve bu işi yaptığı kişiye verilecek olan had cezası tam olarak nedir? Çevremizde bulunan bazı hocalar şöyle diyorlar: "Bu suçun cezası hakime bırakılır. Çünkü bu konuda bize Resulullah (s.a.v.)'ten bir bilgi ulaşmamıştır. Ayrıca dört mezhep imamı da bu cezanın ne olması gerektiği konusunda ittifak sağlayamamıştır." Bu görüş doğru mudur? Bize fetva verin, Allah sizi hayırla mükafatlandırsın, hatalarınızı örtsün, ecrinizi kat kat versin.
Cevap: Öncelikle: Müslümanlar Lut Kavmi'nin helak sebebi olan sapıklığın büyük günahlardan olduğu konusunda icma etmişlerdir. Nitekim Allah Te'âlâ da şu ayetle bunu haram kılmıştır:
İnsanlar içinden erkeklere mi yaklaşıyorsunuz?(165)Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıyorsunuz. Doğrusu siz sınırı aşmış (sapık) bir kavimsiniz.
Yani, bu kişiler helali bırakıp harama yönelerek haddi aşmış kimselerdir. Tirmizi,
Nesai
ve
İbn-i Hibban
Sahih'lerinde Peygamber (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir:
Allah (c.c.) bir kadın veya erkeğe makattan yaklaşanın yüzüne bakmaz.
İkinci olarak: Güneşin batıdan doğacağı güne kadar, tüm günahkarlar ve hatta kafirler için tövbe kapısı açıktır. Allah hakkı olan bir günahın tövbesinin şartları şunlardır: (Bölümün numarası 24; Page No. 350) Günahtan vazgeçmek, yaptıklarına pişman olmak ve bir daha o günaha dönmemeye kararlı olmak.... Bu tövbenin şartları arasında had cezasının uygulanması yoktur. Allah Te'âlâ şöyle buyurur:
De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar.
ve şöyle buyurur:
Allah'ın kabul edeceği tövbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tez elden tövbe edenlerin tövbesidir; İşte Allah bunların tövbesini kabul eder; Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.
Üçüncü olarak: Günah işleyen kişinin bu günahını gizlemesi, açığa vurmaması gerekir. O rabbinden bağışlanma diler, tövbe eder ve bu kul ve Rabbi arasındadır. Hakim ve
Beyhaki'nin naklettiği hadisteki gibi:
Allah'ın yasakladığı şu pisliklerden kaçının. Kim de bunlardan bir şey işleyecek olursa onu Allah'ın örtmesiyle örtsün ve tövbe etsin. Zira kim gizlenmesi gereken şeyi açığa çıkarırsa, biz de Allah'ın kitabını (hükmünü) kendisine tatbik ederiz.
Zehebi de
bu hadisin aslının
Buhari ve Müslim'in Sahih'lerinde olduğunu zikreder.Bu suçun şeri cezasına gelince, o islami mahkemeye bırakılır. Hakim de durum ve koşulları inceleyerek hüküm verir.Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.