(Bölümün numarası 2; Page No. 438) Boş sayfa (Bölümün numarası 2; Page No. 439)
Masonluk
(Bölümün numarası 2; Page No. 440) Birinci soru, (893) no'lu fetvadan:
Soru 1: a) Ölen bir kimsenin tabuta defnedilmesini vasiyet etmesinin hükmü nedir? b) Mason grubunun üyesi olan müslüman bir kimse öldü,
ardından üzerine
cenaze namazı kılındı. Daha sonra
masonluk töreni
gerçekleştirildi. İslam'ın, ölen bu kişi ile, Masonluk töreninin yapılmasına izin veren ve buna katılan kimselerle ilgili hükmü nedir? c)
Masonluk
nedir?
İslam'ın bu husustaki hükmü nedir?
Cevap 1: a) Ölülerin tabuta konulması hususu, ne peygamber döneminde ve ne de sahabe döneminde var olan bir uygulama değildir. Müslümanların, peygamberin ve sahabenin yolunu izlemeleri onlar için çok daha hayırlıdır. Bu nedenle, ölünün tabut içerisinde gömülmesi mekruh sayılmıştır. Burada toprağın sert, yumuşak veya rutubetli olması arasında bir fark yoktur. Şayet ölen kimse tabuta gömülmesini vasiyet etmişse böylesi bir vasiyet uygulanmaz. Şafiiler, toprağın ıslak veya yumuşak olması durumunda bunu caiz görmektedirler. Onlara göre kişinin vasiyeti ancak bu tür durumlarda uygulanabilir. b, c)
Masonluk:
(Bölümün numarası 2; Page No. 441) Din'i ve güzel ahlakı yok edip bunun yerine yerel kanunları ve dini olmayan sistemleri getirmeyi hedefleyen gizli, siyasi bir gruptur. Bütün gayretlerini, düşünce, inanç ve fikir özgürlüğü iddiasıyla sürekli devam eden devrimler ve yönetim değişikliğini meydana getirmekte kullanmaktadırlar. Miladi 1865 yılında Masonların bir merkezi olarak kabul edilen
Liege(Liyeç) ilinde düzenlenen öğrenci kongresinde konuşan Mason bir kimsenin dedikleri
bu görüşü teyit
etmektedir:
" İnsanın ilah'ı yenmesi, ona savaş açması, gökyüzünü delmesi ve kağıt sayfaları gibi parçalaması gereklidir." Aynı şekilde, 1922 yılında düzenlenen Masonlar töreninde söylenenler bu dediklerimizi teyit edicidir. Törende konuşulanların metni şöyledir (sayfa 98): "İleriki zamanlarda var olan bütün gücümüzle bireylerdeki düşünce özgürlüğünü destekleyecek ve daha sonra insanlığın gerçek düşmanı olan dine karşı şiddetli bir savaş ilan edeceğiz. Bu söylenenleri
Masonların şu sözleri desteklemektedir:
(Bölümün numarası 2; Page No. 442) "Şüphesiz Masonluk, insanlığı kendisine köle yapmıştır" ve " Bizler, mütedeyyin insanlara ve onların mabedlerine karşı zafer elde etmekle yetinmeyeceğiz. Bizim asıl gayemiz onların kökünü kurutmaktır. 1903 yılında düzenlenen "Dünya Masonlar Kongresi" yetkilisinin 102. sayfadaki sözleride bunun işaretidir: Şüphesiz , Masonluk dinlerin yerini alacak ve Mason törenleride dindarların mabedi yerine geçecektir." ve daha bunun dışında dinlere karşı son derece düşmanca ifadeleri ve merhametin olmadığı şiddetli bir savaşa tutuşmaları sabittir. Mason cemiyetleri, yapısı ve gayesi henüz çoğu insanlar ve hatta çoğu üyeleri tarafından dahi bilinmeyen en eski gizli cemiyetlerden biridir. Çünkü Mason liderleri, yapmış oldukları kötü planları, aldatmaları çok sağlam bir şekilde gizlemekte ve yaptıkarı gizli proje antlaşmaları ve arzu edip ulaşmak istedikleri neticeleri sır gibi saklama hususunda çok gayret sarfetmektedirler. Bu nedenle çoğu işlerini karşılıklı konuşarak çözüyorlar. Bir düşünceyi kitaplarda veya basında yayınlamak istedikleri zaman, onaylanması veya reddedilmesi için öncelikle Mason denetiminden geçer.
Masonluk cemiyetinin temelleri bazı teoriler üzerine kurulmuştur.
Bu teoriler bir çok kaynaktan beslenmiştir. Ancak en fazla Yahudi geleneklerinden alıntı yapılmıştır. Bunu teyit edici bir bilgide şudur: 1717 yılında kurulan, simgesi ve çizgileri belirlenen büyük mason locasının temellerini atan tarafların Yahudi temel ve öğretileri olduğu bir kesindir. Masonlar, halen Yahudi giysilerine saygı göstermekte, inşa ettikleri mabed ve heykeli yüceltmekte ve hatta dünya üzerindeki mason locaları için örnek almaktadırlar. Yahudi büyük üstadları da şu anda masonların temel direği konumundadırlar. Mason localarında Yahudi cemiyetlerini temsil edenler de bu kimselerdir. Masonluğun yayılması ve
dünyadaki
Mason cemiyetleri arasındaki yardımlaşma ve dayanışma hususu bu kimselerin eliyle gerçekleşmektedir. Bu kimseler
Masonluğun arka planındaki gizli güçü temsil ederler.
Masonların gizli birimlerini yönetme, işlerini yürütme, onlar için projeler düzenleme ve diledikleri tarafa gizlice yönlendirme işi ise yahudilerin özel kişiliklerine aittir. Masonlara ait olan ve 1908 yılı 66 sayılı Akasya dergisinde yayınlanan şu ifadeler bu görüşü teyit etmektedir: " Yahudilerin içerisinde bulunmadığı hiç bir mason locası yoktur. Hiç bir
yahudi
belli bir mezhebe bağlı kalamaz. Sadece belli prensipler vardır ve Masonlukta da durum böyledir. Bu nedenden ötürü yahudi mabetleri bizlerin halifesi hükmündedir ve yine bu sebepten dolayı yahudilerin büyük bir kesiminin Masonların içerisinde
yer aldığını görmekteyiz
. Bu iddiayı destekleyen diğer bir unsur da Mason kayıtlarındaki
şu ifadelerdir
(Bölümün numarası 2; Page No. 443) : Şüphesiz
Yahudiler,
dinleri yıkıp yok etmenin en güzel aracının Masonluk olduğunu anladılar. Masonluk tarihi ile
Yahudi tarihi
itikat yönünden birbirlerine benzemektedirler. Yahudilerin simgesi Hz. Davud'un (a.s.) altı köşeli yıldızıdır. Yahudi ve
Masonlar,
Süleyman tapınağı yapıcılarının manevi oğullarıdırlar. Dolayısıyla, diğer dinleri tahrip eden Masonluk, yahudiliği ve taraftarlarını yüceltmek için kapıları ardına kadar açmaktadır. Yahudilik,
toplum yapısının
sadelik ve iyi niyetini kullanarak Masonluk cemiyetine girmiş ve önemli merkezleri ele geçirmişlerdir. Bu vesileyle, Mason locaları bünyesine yahudilik ruhunu üflemiş ve onları kendi gayelerinin hizmetine sunmuştur . (Bölümün numarası 2; Page No. 444) (Bölümün numarası 2; Page No. 445) Masonların, sırlarını ve dinleri yok etmek için tasarladıkları projeleri gizleme ve siyasi devrimler gerçekleştirmek için kötü komplolar hazırlama hususunda çok çaba sarfettiklerini ve istekli olduklarını gösteren delillerden birisi de, siyonist liderlerin protokollerinde söyledikleri şu sözlerdir: " Bizler, bu tür birimleri, sadece bizim bildiğimiz bir komuta merkezinde toplayacağız. Bu yönetim, bizden olan bilim adamları tarafından oluşturulacak ve her birimin özel temsilcileri olacaktır ki, yönetimin gerçek anlamda bulunduğu yeri gizleyebilsinler. Kimin konuşması gerektiğini tayin edecek ve günlük programları belirleyecek tek yetkili bu yönetim olacaktır. Bu birim içerisindeki sosyalistler ve devrimci toplum tabakaları için tuzak ve komplolar belirledik. (Gizli siyasi projelerin büyük bir çoğunluğunu bilmekteyiz ve bunu uygulama hususunda görevlileri yönlendiririz.) Ancak, bu birimin üyeleri genelde uluslararası gizli polis ajanlarından meydana gelmektedir. Dünya genelinde bir görüşme meydana geleceği zaman, ajanlarımızdan en samimi olanı bu görüşmelerin başkanlığını üstlenir. Masonlara ait projeleri yönlendirebilecek tek halkın biz yahudiler olması çok tabii bir durumdur. Çünkü, onları yönlendirebilen ve her işin varacağı son hedefi kestirebilen tek toplum bizleriz. Fakat Yahudi dışındaki toplumlar, Masonlara ait bir çok şeyi bilmemektedirler. Hatta, yapageldikleri şeyin neticesini hemen görebilme gücüne sahip değiller. Yahudi ve Masonlar arasındaki güçlü bağlantıya, devrim görüşmelerinde iki grup arasında vuku bulan yardımlaşma ve dayanışmaya ve yok edici hareketler oluşturmaya delalet eden daha birçok örnek vardır. Masonluğun görünen yüzü onun, inanç özgürlüğüne, düşünce hoşgörüsüne ve toplumları genel reforma davet ettiğidir. Fakat Masonluğun gerçek manası ve iç yüzünde anarşizme, çözülmeye, oyun ve şamata unsurlarına davet vardır. Masonluk, toplumların dağılmasına, ümmetin bağının çözülmesine, şeriat ve güzel ahlak kalesinin baltalanarak yıkılmasına ve yaşam yerlerinin ifsad ve tahrip edilmesine çaba göstermektir. Buna göre, durumunu, gerçek yapısını ve gizli sırlarını bildiği halde Mason cemiyetlerine üye olan veya merasimlerini düzenleyip ayinlerine katlılan her hangi bir müslüman varsa bu kimse kafir olur. Dolayısıyla bu kimseden tevbe etmesi istenir, tevbe ederse ne ala, yok tevbe etmezse öldülür. Şayet kendi eceliyle bu hal üzere ölürse, kafirlere verilen cezayla cezalandırılır. Masonlar cemiyetine intisap edip onlara üye olduğu halde, Masonluğun iç yüzünü ve gerçeğini bilmez, İslam ve müslümanlar için hazırlanan komplolardan haberdar olmaz, toplumları birleştirme ve dağınıklığı toparlamaya çalışan herkese kötülükle karşılık verildiğini farketmez ve bununla beraber onların genel davetlerine katılır ve islam öğretileriyle görünürde çatışmayan bir takım tatlı sözler sarfederse bu kimse kafir olmaz. Masonların gerçek yüzlerini genel anlamda bilmediği, itikat ve gayelerinin temel hususlarına iştirak etmediği ve nefret edilen kötü hedeflerine ulaşmada onlarla beraber yürümediği için bu kimse mazur görülür. Allah resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Ameller ancak niyetlere göre değerlendirilir, Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır.
"Hadis" Ancak, Masonların iç aleminden haberdar olduğu an onlardan uzaklaşması, onların gerçek yüzlerini insanlara anlatması, gizli sırlarını ifşa etme ve müslümanlar için tasarladıkları tuzak ve belaları haykırma hususunda ciddi çaba sarfetmesi gereklidir ki, böylece bu kimseler rezil olsun ve yaptıkları çalışmalar da boşa gitsin. Müslümanın, din ve dünya işlerinde kendisine yardımcı seçerken çok ihtiyatlı olması, dost ve arkadaş seçimi hususunda ileri görüşlü olması gereklidir. Böylece ciddi propagandalara karşı koyabilecek, ballandırılmış sözlerin kötü sonucundan emin olacak ve şirk ehlinin, aklı zayıf ve nefsani arzuları peşinde koşuşturan kendini beğenmiş insanlar için kurmuş olduğu ağ ve tuzaklara düşmeyecektir. Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.