(4144) no'lu fetva:
Soru:
Burada Mısır'da olduğu gibi, bir adam Allah'tan başkasına ibadet etti, yahut Allah'tan başkasına dua etti, yahut bir şeyh için kurban
kesti.
Bu kimse cahilliği sebebiyle mazur sayılır mı, yoksa cahillikle mazur sayılmaz mı?. Eğer cahillik mazeret sayılmazsa, "zat-ı envat" hikayesine ne cevap verilir?. Bize fetva verin, Allah sizi mükafatlandırsın.
Cevap: Mükellef, Allah'tan başkasına ibadet etmesinde, Allah'tan başkası için kurban kesmesinde, Allah'tan başkası adına adakta bulunmasında yahut sadece Allah'a has ibadetlerde mazur sayılmaz. Ancak islam ülkesi olmayan bir yerde bulunur ve davet kendisine ulaşmamışsa, sırf cehaletten dolayı değil, tebliğin ulaşmamasından dolayı mazur sayılır. Zira
Müslim'in
Ebu
Hüreyre'den
rivayet ettiğine göre
Resûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Muhammed'in nefsini kudret eliyle tutan Allah’a yemin ederim ki, yahudi olsun hıristiyan olsun bu ümmetten kim beni işitir, sonra da bana gönderilenlere iman etmeden ölecek olursa mutlaka cehennem ehlinden olacaktır.
Hz. Peygamber (s.a.v.) onu işiteni mazur saymamıştır. Zira bir islam memleketinde yaşayan kimse, muhakkak Peygamber'i (s.a.v.) işitmiştir ve cehaletinden dolayı iman esaslarında mazur sayılmaz.Hz.Peygamber'den (s.a.v.), kendilerine silahlarını asacakları "zat-ı envat" (cahiliyede müşriklerin silahlarını asıp kutsal saydıkları ağaç) yapmasını isteyenlere gelince, bunlar küfürden çıkıp yeni müslüman olmuş kimselerdi ve sadece talep ettiler ama yapmadılar. Onlardan şeriata muhalif bir şey hasıl olmamış oldu. Peygamber (s.a.v.) onların bu davranışını hoş karşılamadı ve onlar da bunu yapmadılar.Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.