(Bölümün numarası 2; Page No. 296) (6571) no'lu fetva:
Soru: Ben Kuzey Afrika'danım ve Suudi Arabistan'da çalışıyorum. Zatınızdan beni yönlendirmenizi istiyorum . Ben mutasavvıf birisiyim, şeyhim var. Bana sabah ve akşam namazından sonra bir tesbihat emretti.Burada o şeyhin cemaatı var, benim yapmam gereken zikirleri onlar halkalar şeklinde toplanarak yatsı namazından sonra şu şekilde yapıyorlar: Allah'ın en büyük ismi olan (Allah) ismini zikrederek başlıyorlar ve uzatarak saygıyla başka bazı zikirler de yapıyorlar.
Bundan sonra yüzeysel olarak ayakta (Allah) derken Allah lafzı eriyor ve nihayet (âh, âh) demeye başlıyoruz. Bu durum benim önümde oluyor.Fakat bazı arkadaşlarımın benim sesli zikredenler (bağıranlar) gurubundan olduğumu ima etmeleri gibi şeyler kafamı karıştırdı. Sizden ricam bu zikir konusunda bana bilgi veriniz. Bu yolda şüphe etmeden yürüyeyim mi yoksa vaz mı geçeyim? Bize söylediklerine göre kesinlikle bu (sesli zikir) bağırma şekli, ne kitapta ne de sünnette bulunmamaktadır.
Cevap: Senin bahsettiğin şeyhe bağlanman ve bu şekilde zikretmen caiz değildir. Çünkü bu dinde uydurulmuş bir bidattır. Allah'ın şu ayetinden dolayı senin beş vakit namazdan sonra ve diğer zamanlarda hadisi şerif kitaplarında peygamberimiz (s.a.v.) den sabit olan zikirleri yapman gerekir:
Andolsun ki, Resûlullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar... için güzel bir örnektir.
(Bölümün numarası 2; Page No. 297) Şeyh Abdülgani b. Abdülvahid el-Makdisi'nin
"Umdetü'l Hadis",
İbn Teymiye'nin
"Münteka'l Ehbar"
ve el-Hafiz İbn-i Hacer'in
"Büluğu'l Meram" adlı kitaplarında geçen zikirler (sünnete uygun) olan zikirlerdir.Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.