Olayları doğaya nisbet etmek


344

Olayları doğaya nisbet etmek Birinci soru, (8886) no'lu fetvadan: (Bölümün numarası 2; Page No. 162) Soru 1: Bulunduğumuz bölgede su dolum işlemini yapan şirketler var. Bunlar, propaganda amaçlı halka açık yollarda, üzerine yazı yazdıkları büyük tabelalar ile reklam yapmaktadırlar. Tabelalarda " Dünyamızda, doğanın bizlere sunduğu hala bir takım şeyler var." şeklinde ifadeler, yanıbaşında da suyun fışkırarak aktığı bir görüntü mevcut. Kendilerine bu ifadenin dinen caiz olmadığını ve suyu bizlere bahşeden varlığın, komünistlerin -Allah onları kahretsin- de dediği gibi doğa olmadığını, ya da suyu ve diğer doğal zengiklikleri bizlere sunan varlığın, kendi söylemlerine göre irade ve istek sahibi olan doğa gücü olmadığını, bizlere bunları sunacak olanın ancak Allah (c.c.) olacağını söylediğimde, bu dediklerimi kabul etmeyip yazdıkları bu ifadelerin, bir kimsenin "Filan kral şehri inşa etti." cümlesinde de olduğu gibi mecaz anlamda kullanıldığını söylemektedirler. Din'in bu ifade hakkındaki hükmü nedir? Bunu açıklamanızı diliyor ve teşekkür ediyorum. Çünkü insanlar gece gündüz bu reklamları okumakta ve muhtemelen bir kısım kimse de bunun doğru olduğuna inanmaktadırlar. Şüphesiz bu düşünce, bu kimselerin inancı açısından çok tehlikelidir. Allah'tan (c.c.) dileğimiz, müslümanları asıl dinlerine geri döndermesi, şüphe ve karşıklığın olmadığı sahih itikadı onlara nasip etmesidir.


Cevap 1: Mecaz anlamında dahi olsa, tabela üzerine " Dünyamızda, doğanın bizlere sunduğu hala bir takım şeyler var." şeklinde ifadelerin yazılması veya söylenmesi caiz değildir. Böyle bir uygulama, insanların kafalarını karıştırmaya ve kalplerini, dinsizlerin benimsediği fikirleri kabul etmeye sevkedecektir. Çünkü, çoğu kafirler rablerini inkar etmeye, iyilik ve kötülüklerin gerçek anlamda oluşumunu Allah'ın dışındıkaki varlıklara nisbet etmeye devam etmektedirler. Müslüman bir kimsenin, ateistlerin gösteri ve sloganlarına ortak olmaktan sakınmak ve sohbetleri arasında söyledikleri sözlerden uzak durmak için dilini ve kalemini bu tür ifadeleri kullanmaktan koruması lazımdır. ta ki, iç ve dış dünyasında şirk pisliğinden temizlenmiş olabilsin. Bu kimsenin, yapılan nasihatlere kulak vermesi, hatasını doğru gösterme kurnazlığna başvurmaması, konumunu haklı göstermek için bahanelere sarılmaması ve uyulması gerekli olan hak'ka tabi olmasıdır. ilkler şöyle demiştir: Bahanelere sarılmaktan sakınmalısın.Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.




Tags:




Namazın Kılınış Şekli