(Bölümün numarası 2; Page No. 486)
Rızkın genişlemesi amacıyla Kur'an okumak üzere insanların toplanması.
(4028) no'lu fetva:
Soru Uganda'da
bir kimse, özellikle rızkının genişlemesi için Rabbine dua etmek istediği zaman öğretmenlerden oluşan kimseleri davet eder ve onda toplanırlar. Her birisi mushafını yanında getirir ve Kur'an okumaya başlarlar. Onlardan biri Kur'an'ın kalbi olan Yasin suresini, ikincisi Kehf suresini, üçüncüsü Vakıa, Rahman, Dühan, Mearic, Nûn, Mülk , Muhammed, Fetih Suresini veya Kur'an'dan benzeri sureleri okur. Yarın, öbür gün böyle devam eder. Bakara veya Nisa'dan okumazlar ve sonra dua yapılır. Bu yol, islam'da meşru mudur? Durum aksi ise, delille birlikte meşru yol nedir?
Cevap: Manalarını tedebbür ederek Kur'an tilaveti, en faziletli ibadetlerdendir. Hayırda başarı, rızıkta genişlik ve benzeri konularda Allah'a dua ve O'na iltica meşru bir ibadettir. Fakat soruda anlattığın şekilde, bazı özel Kur'an surelerinin, her biri bir sureyi okuyup bundan sonra rızkın genişlemesi ve benzeri bir şey için dua etmek üzere, bazı kimselere dağıtılmak suretiyle okunması bid'attır. Çünkü bu konuda, fiili ve kavli olarak Hz.Peygamber'den (s.a.v.), sahabelerin birinden (r.a.) veya selef imamlardan (Allah onlardan razı olsun) bir şey sabit olmamıştır. Hayır selefe uymada, şer ise sonrakilerin uydurmasındadır. Hz. Peygamber'in (s.a.v.) şöyle dediği sabit olmuştur: (Bölümün numarası 2; Page No. 487)
Kim bizim dinimizde olmayan bir şeyi ortaya çıkarırsa, o merduttur, makbul değildir.
Allah'a dua, her vakit ve mekanda, kıtlık veya bolluk olsun her halde meşrudur. Şeriatın tercih ve duaya teşvik ettiği zaman, namazda secde hali, seher vakti ve selamdan önce namazın sonundadır. Hz. Peygamberin şöyle dediği rivayet edilmiştir:
Rabbimiz her gece, gecenin son üçte biri girince dünya semasına iner ve: "Kim bana dua ederse ona icabet edeceğim, kim isterse ona vereceğim, kim bağışlanma dilerse onu bağışlayacağım" der.
(Buhari
ve Müslim
rivayet etmiştir.)
İbn Abbas'dan (r.a.)
rivayet edildiğine göre
Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır:
Öyleyse rükûda Rabbi tazim edin, secdede ise dua etmeye gayret edin. Zira (secdede iken yaptığınız dua) icabet edilmeye layıktır
(Ahmed,
Müslim,
Nesâî ve
Ebu Davud
rivayet etmişlerdir.)
Ebu Hüreyre'dan (r.a.) rivayet edildiğine göre
Hz. Peygamber (s.a.v.)
şöyle buyurmuşlardır:
Kulun rabbine en yakın olduğu an, secde halidir; öyleyse bolca dua edin!
Müslim,
Ebu Davud ve
Nesaî
rivayet etmişlerdir.
Sahihayn'de
İbn Mesud'dan
(r.a.) rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) teşehhüdü öğretirken şöyle buyurmuşlardır:
Sonra hoşuna giden dualardan seçsin ve onlarla dua etsin
Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'in (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.