(19637) no'lu fetvanın ondokuzuncu sorusu:
Soru 19: Kırık ya da çalışmayan, bozuk bir cihaz ve ona benzer bir malı akit esnasında kusurunu söylemeksizin satmanın hükmü nedir? Ve müşterinin malın kusurunu öğrendikten sonra malı iade etme hakkı var mıdır?
Cevap 19: Eğer malın fiyatını düşürecek bir kusuru varsa ya da bizzat kendinde bir eksiklik mevcutsa bu müşteriyi aldatmak olur. Satıcının bu kusuru gizlemesi haramdır. Maldaki kusur satış akdinden önce bulunuyorsa ve bu durum müşteriye satış akdi tamamlandıktan sonra bildirildiyse, müşteri malı elinde tutabilir ya da diyetini alabilir. Diyet ise, kusurlu mal ile kusursuz mal arasındaki fiyat farkıdır. Önce kusursuz mal, sonra da kusurlu malın fiyatı belirlenir ve müşteri satıcıdan aradaki farkı alır. Ayrıca müşterinin malı geri verip, parasını alma hakkı da vardır. Bu ise "kusur muhayyerliği" olarak adlandırılır. Bunun delili
Ukbe b. Amir
(r.a.)'in şu rivayetidir: "Resulullah (s.a.v.)'i şöyle derken duydum:
Müslüman müslümanın kardeşidir. Bir müslümanın kardeşine ayıbını açıklamadıkça ayıplı bir malı satması helal olmaz.
Ahmed b.
Hanbel
Müsned'inde
Ve İbn Mace
Sünen isimli eseri 2. cilt sayfa: 755'de rivayet etmiştir. Buradaki hadis
İbn Mace'nin naklettiği lafızlarla nakledilmiştir.
Ayrıca
Buhari
Sahih'inde 3. cilt sayfa:10'da Ukbe b. Âmir'den
mevkuf olarak
şu lafızlarla nakletmiştir:
Müslüman bir kimsenin, bir malda kusur olduğunu bildiği halde, müşteriye haber vermeden satması helal olmaz.
Bu konuya bir delil de Buhari'nin Sahih'inde Hâkim b.
Hızam'dan
naklettiği
şu rivayettir:
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
Alışveriş yapanlar birbirlerinden ayrılmadıkça muhayyerdirler. Müşteri ve satıcı doğru sözlü olurlar ve her şeyi açıklarlarsa alışverişlerinde bereket olur, eğer gizlerler ve yalan söylerlerse alışverişlerinin bereketi giderilir.
(Bölümün numarası 13; Page No. 212)
Başarı Allah'tandır! Allah, Peygamberimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.