(9529) no'lu fetvanın ikinci sorusu:
(Bölümün numarası 2; Page No. 303) Soru 2: Allah'a hamdolsun ben, Resûlüllah (s.a.v.) ve selef-i salihine uymaya çalışıyorum. Ancak bazı şeyleri öğrenmek üzere bazı mutasavvıflık toplantı ve konferanslara katıldım. Orada insan onuru, hayası ve durumuyla bağdaşmayan kötü durumlarda hareketler ve rakslar yaptıklarını gördüm. Sonra onlar bazı sabit şeyleri tevil ediyorlar ve amellerinin büyük çoğunluğunu, çeşitli vesilelerle nefse azap etme üzerine kuruyorlar ve ibadetlerinin çoğu zikre dayanıyor. Yine onlar, evliya ve salihlerden daha çok bahsediyorlar, onlara olan inançları, Allah ve Resûlüne olandan daha çoktur. Yine onların bazı görüşleri vardır ki, bu görüşlerin çoğunluğu, Resûlünün sünnetine tam temessük eden selef-i salihin hakkında yaralayıcıdır. Yine onların, selef-i salihinin anladığı gibi sahih sünnetle uyuşan bazı görüşleri de vardır. Bu âlemin gizliliklerini öğrenmek amacıyla bu toplulukla bir çok kere beraber oturdum ki, bu topluluğun çoğunluğu seçkin sosyal gruplardan oluşmaktadır. Onlar arasında üniversite hocaları, doktorlar, mühendisler, memurlar olduğu gibi, halktan insanlar da vardır ve çoğunluğu gençlerden oluşmaktadır.Yaptığım şeye rağmen ben onlarla oturmakla günah işlemiş olur muyum? Yine zat-ı âlinizden, bu tasavvufi mezhepler ve ve inançları hakkında açıklama yapmanızı rica ediyorum ki, bunlar devlet tarafından kabul gören heyetler ve örgütlere sahip bir teşkilat halini almışlardır.
Cevap 2: Tasavvufi toplulukların ve onların fırkalarının tamamının, bid'at içeren zikirlerle Allah'ı zikrettikleri bilinen
bir
gerçektir. Onlar raksediyorlar, aşağı yukarı eğilip kalkıyorlar ve sağa sola eğiliyorlar. Zikirlerinde Allah'ın kendisini isimlendirmediği bir şeyle ve Resûlüllah'ın (s.a.v.) isimlendirmediği bir şeyle Allah'ı isimlendiriyorlar. Mesela: hu, hu, hu gibi ve ah, ah gibi. Yine O'nu, Allah, Allah, Allah gibi isimle ve Nakşilerin yaptığı gibi kalbi zikir diye isimlendirdikleri bir şekilde zikrediyorlar. Yine O'nu, bir sesle cemaat olarak zikrediyorlar ve zikirlerinde ölülere ve gaiplere olanlara yalvarıyorlar ve şöyle diyorlar. Medet ey Ebu Abbas ve medet ey Düsûki. Bu, İslam dininden çıkaran bir şirktir. Onlar, şeyhlerinin, gayba muttali oldukları ledünni ilmine sahip olduklarına ve normal sebeplerin gerisinde tasarruf ettikleri sırlarının olduklarına inanıyorlar. Sana, onların bid'atları hakkında daha çok bilgiye sahip olman için, Abdurrahman Vekil'in "Hezihi Hiye's-Sufiyye" kitabını okumanı
(Bölümün numarası 2; Page No. 304) tavsiye
ederiz. Kitap ve sünnete temessük ettiğini ve bid'atı kabul etmediğini bildiğin kimselerle otur.Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.