Seferilikte ruhsatın şartları


371

(1328) no'lu fetvanın birinci sorusu: Soru 1: Ramazan ayında orucu açmak üzere seferi olabilmek için yolculuğun yaya veya binek üzerinde olması hükmü değiştirir mi? Yoksa yolculuğun yaya ve binek veya oto ve uçak gibi herhangi bir vasıta ile yapılmasında fark yok mudur? Ayrıca seferilikte yolculuğun oruç tutulamayacak kadar meşakkatli olması şart mıdır? Yani kişinin gücü yetebiliyor ise orucunu tutması daha hayırlı değil midir.


1: Yolcunun seferilikte ister yaya veya binekli olsun ister oto veya uçak gibi herhangi bir vasıta olsun fark etmez. Yani seferlik hükmüne tabidir ve orucunu açması caizdir. Bunun yanında ister açlığa dayanılamayacak kadar meşakkatli olsun ister meşakkatsiz olsun yine seferilik hükmüne tabidir. Çünkü dini naslar yolculukta namazların kısaltılması ve orucun tutulmaması konusunda mutlak bir ruhsat vermiştir. Yine bu yolculuğun nasıl olması konusunda herhangi bir sınırlama getirmemiştir. Yani yolculuk yaya ve binekle olsun veya herhangi vasıta ile olsun; meşakkatli olsun veya olmasın bütün yolculuklar seferilik hükmündedir. Hz. Peygamber (s.a.v.) ile birlikte gazve için sefere çıkan ashabından bazıları orucunu açarken bazısı da orucunu tutuyordu ve bu konuda kimse kimseyi kınamıyordu. Bununla birlikte Ramazan ayında kişinin şiddetli sıcaklıktan ve yolculukta olabilecek herhangi bir meşakkat veya tehditten dolayı oruç tutmakta sıkıntı yaşaması halinde, tutulmaması yönünde vurgu vardır. Enes'ten şöyle bir rivayet gelmiştir. Enes Resûlüllah (s.a.v.) iye birlikte bir seferde idik, bazıları oruç tuttu, bazıları da tutmadı. Oruç tutmayanlar sabırlı davranarak çalıştılar ve oruç tutanlar çalışmaktan zayıf düştüler. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: Bu gün sevabı oruç tutmayanlar kazandılar. Orucu açmayı gerektiren olağan üstü durumlarda orucun açılması gerekir. Çünkü bu konuda Ebu Said el-Hudri'den gelen hadiste şöyle denilmiştir. Resûlüllah'la (s.a.v.) birlikte Mekke'ye gitmek üzere yola çıktık. Biz oruç tutuyorduk. Nihayet bir yere varınca Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyyurdu: "Şüphesiz düşmanınıza yaklaştınız, Orucunuzu açmanız, sizin da­ha kuvvetli olmanızı sağlar." Bu bir ruhsat oldu, bizden oruçlu olanlar da oruçlu olmayanlar da vardı. Sonra başka bir yerde durduk. Hz. Peygamber: "Siz düşmanınıza baskın yapacaksınız, orucu açmak sizin daha kuvvetli olmanızı sağlar, oruçlarınızı açınız" buyurdu. Bu, bir azîmet oldu ve orucumuzu açtık. Sonra şöyle dedi: "Ben bundan sonra yolculukta Resûlullah'la (s.a.v.) birlikte oruç tuttuğumuzu biliyorum.” Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir. Nitekim Cabir b. Abdullah'tan gelen hadiste de şöyle denilmiştir: (Bölümün numarası 10; Page No. 209)  Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz bir seferde bulunuyordu. Derken başında insanların toplanıp gölgelik yaptığı bir adam gördü ve: "Bunun nesi var?" diye sordu. Dediler ki: "Oruçlu bir adam." Bunun üzerine Resûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Seferde oruç tutmanız, iyilikten sayılmaz." Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir. Başarı Allahtandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.




Tags:




Mishary Rashid Alafasy