(21119) Numaralı fetva:
Soru: Bilimsel Araştırma ve Fetva Daimi Komisyonu, sayın müftüye yöneltilen soru ile birlikte "Selefi salihin tasavvufa karşı tutumu" başlıklı belge inceledi. Açıklamada şunlar yer alıyor: Belgede tasavvufun savunulduğunu tahrif edilmiş tasavvufla ilgili anlamların saptırıldığını bu tasavvufun içerisinde yer alan şetahat, büyük şirkler ve sapmalara bakmadan tezkiye edildiğini gördüm. Tasavvufun yeni bir bidat olduğu ve içerisinde hristiyanlık unsurların olduğu açıklanarak bu broşürdeki sapkınlıklar ve aşırılıklar beyan edilmelidir.
Cevap: Bunu aşağıda geldiği üzere açıklıyoruz: Birincisi: Görüşleri nakledilen mütekaddimin alimler, zahidler ve abidler mutasavvıf değiller ve sonradan çıkarılmış tasavvufun tezkiyesinden de istifade etmiyorlar. Çünkü mutasavvıflar tezkiye konusunda kitabın ve sünnetin dışına çıkmışlar ve yeni bir yol edinerek broşürde görüşlerine yer veriler alimlere muhalefet etmişlerdir. Söz konusu bu sonradan oluşturulmuş yolun Vahdet-i vücud görüşü, hülul inancı gibi görüşleri vardır. Yine bunlara göre şeyhlere koşulsuz itaat edilmesi şeyhlerin Allah ile vasıtasız ve Hz. Peygamber (s.a.v.)'e ihtiyaç olmadan görüşebilirler. Hz. Peygamber (s.a.v.)'e özel olmayan genel bilgiler verilmiştir. Bunların yanında ölülerden yardım isteyerek onlara kurbanlar keserek kabirlere ibadet ederler. Nitekim günümüzde siz de bu tür örnekleri görüyorsunuzdur. İkincisi: Broşürdeki görüşlerinden biri şöyledir: İslam'a muhalif olan her şeyin tasavvufa ve mutasavvıfa nispet edilmesi doğru değildir. Söz konusu bu türü dine uymayan sapkınlıklar, bunları savunup da bunları tasavvufa nispet eden kişilerin iddiasıdır. Veya bu sapkın inançlar kasti olarak söz konusu sahih mutasavvıfların kitaplarına, onların kötülenmesi için konulmuştur. Bu sayede bu kişiler, tefsilerde, hakkı ortaya çıkarmaya çalışan müelliflerin görüşlerine uymayan israiliyyat türü rivayetlerin yer verilmesinde olduğu gibi sapkın inançlarını yayıyorlar. Bunu şöyle açıklayabiliriz: Söz konusu sapkın görüşler, tasavvufçu olduklarını iddia edenlere ait değildir. Bunlar munherif sufi imamların görüşleridir. Bunlar, İbn Arabi, Hallac, Rufai, İbn Fariz, Şa'rânî (Tabakat'ında), İbn Sühreverdi (Avarif'inde), Abdulkerim el-Cili (İnsan'ı Kamil'inde) ve buların dışında Sufi tabakatındakiler.. Nitekim bu görüşleri kitaplarında yer almaktadır. Söz konusu sapkın görüşlerin onlara mal edildiği iddiası delilsiz bir iddiadır. Hem nasıl bu görüşler onlara mal edilecek ve onların yolundan giden taraftarları bu kitaplar gece gündüz amel edecek! Şu söz konusu olan uygulamalardır, kitaplar değil. Ayrıca bu durumun tefsir kitaplarında yer alan israiliyyat türü bilgilerle kıyas edilmesi de doğru değildir. Çünkü aralarında benzerlik yoktur. Hem tefsirdeki israiliyyat türü bilgilerin hepsi yanlış değildir. İçerisinde doğru bilgiler de vardır. Çünkü Hz. peygamberin şeriatına uygun israiliyyat haberleri vardır. Şeriate uygun olmayanlar ise batıl bilgilerdir. Üçüncüsü: Muhammed b. Abdulvehhab'ın görüşlerine gelince; Muhammed b. Abdulvehhab, bu görüşlerini ilmi, ibadet ve ahireti isteme konusunu işlerken serdetmiştir. Kendisi şöyle demiştir: Allah peygamberini bu kapsayıcı dini için iki şekilde göndermiştir:(Broşürün sahibi Hz. Peygamber (s.a.v.)'in fıkıh ve tasavvuf yönünün olduğunu iddia etmiştir.) Bunlar şu ayette de buyrulduğu gibi hidayet ve dindir: (Bölümün numarası 2; Page No. 109) (Bölümün numarası 2; Page No. 110)
O (Allah), Resûlünü hidayet ve Hak Din ile gönderendir.
(Bölümün numarası 2; Page No. 111) Nitekim yine İbn Abdulvehhab, sözünün başında şöyle demişti: Şunu bilgi seni Allah konusunda şöyle bilgilendiriyorum: Allah Muhammed (s.a.v.) faydalı ilim olan hidayet üzere ve ameli salih olan hak din üzere göndermiştir. Bilindiği gibi İbn Abdulvehhab bidatlarle, şirklerle ve en çok ta bozulmuş tasavvufla mücadele etmiştir. Komisyonun, müslümanların akidesini bu broşür vb. yolu gelen şirklerde ve bidatlerden korumak için bunun dağıtımına engel olması ve ona karşı uyarması gerekir.