Sultan (devlet yönetimi), velisi olmayanın velisidir


268

(5377) no'lu fetvanın birinci sorusu: Soru 1: Müslüman olduğunu ilan için gelen bir Fransız adamı var. Adamın yanında gelen kadın, o adamı camiye müslüman olması için getirdiğini daha sonra da onunla evleneceğini söyledi. Şurası da malum ki bu kadın kendisi namaz kılmıyor ve tesettürlü de değil. Burada âilesinden ve akrabalarından da uzakta. Ayrıca adam da kendi isteğiyle İslam'a girmek istediğini söylüyor. Bu adam ve kadına karşı nasıl davranılmalıdır? Bir de bunlar bir veya iki yıl önce, adam henüz müslüman olmadan evlenmiş oldukları ve çocukları da bulunması ve daha sonra müslüman üzere gelmiş olması durumunda nasıl davranmalıyız? Bu adamın müslümanlığı makbul müdür? Bir veya iki hayız süresi geçirmek suretiyle bu adamın kadının rahiminin temizlenmesini beklemesi (istibra) gerekli midir? Kadının burada Fransa'da uzak veya yakın bir velisi olmadığı halde evlenmeleri nasıl sahih olabilir? Veled-i zina olduklarında şüphe bulunmayan çocuklarının hükmü nedir?


Cevap 1: Öncelikle; O kişinin müslümanlığından ötürü sevinç duyun.. Onun İslam'a girmesi tebrik edilecek muazzam bir vecibe ve büyük bir nimettir. (Bölümün numarası 3; Page No. 387) İkinci olarak; o şahsa İslam'ın rükünleri, imanın temel esasları, kelime-i şehadetin anlamı, ahiret gününe ve kadere imanın manası açıklanır. Ayrıca Hıristiyanlar'ın Hz. İsa hakkındaki sözlerinin batıl olduğu, Hz. İsa'ya da diğer peygamberlerde olduğu gibi -Allah'ın oğlu değil- Allah'ın kulu ve rasûlü olarak inanması gerektiği açıklanır. Allah azze ve celle, Hıristiyanların söylediklerinden Hıristiyanlar çok çok yücedir. Hz. Muhammed'in (s.a.v.) peygamberlerin sonuncusu olduğu, O'nun peygamberliğinin cinleri ve insanları, Arapları ve Arap olmayanları kapsayacak şekilde genel olduğu kendisine izah edilir. Aynı şeyler kadına da izah edilir ve namazı terk etmek küfür olduğu için yeniden müslüman olması istenir.Üçüncü olarak; Kadının uzak veya yakın akrabasından olan bir velisi bulunmuyorsa, orada bulunan İslam merkezi başkanı nikah akdinde velilik yapabilir. Çünkü İslam merkezi başkanı, bu durumdakine benzer haldeki kimselerin velisi mesabesindedir. Zira Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Sultan (idareci), velisi olmayanın velisidir. İslam merkezi başkanı, bulunduğu yerde müslüman kadılar (hakimler) bulunmadığı için yetki sahibidir. Dördüncü olarak; sözü edilen kişinin bahsedilen kadınla önceden olan ilişkisinden ötürü nikah için istibraya (rahmin temizlenmesinin beklenmesine) ihtiyaç yoktur. Çocukları da o adamın nesebindendir. Tıpkı geçersiz nikah şüphesiyle yapılan ilişkiden olan çocukların böyle bir ilişkide bulunan adamın neslinden sayılması gibi..Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.





Tags:




Abdul Rahman Al Sudais