(6035) no'lu fetvanın birinci sorusu:
Soru 1: İbn
Mes'ud
(Bölümün numarası 7; Page No. 10) (r.a.) dedi ki: "Resulullah (s.a.v.) ellerimi avuçlarında tutarak Kur'ân'dan bir sure öğretir gibi teşehhüdü öğretti. Bütün salavat. tahiyyeler ve tayyibatlar Allah'adır. Selam sana ey Peygamber! ...ilh. ve peygamber aramızdaydı. O, vefat ettiğinde ise: Selam Peygamber (s.a.v.)'in üzerine olsun, demeye başladık. İnsanların bir çoğu bu şekilde söylüyorlar ve böyle söylemeyi emrediyorlar.
Cevap 1: Peygamber (s.a.v.)'in söylediği ve ashabına söylemelerini emrettiği teşehhüdün şekli, Buhari ve Müslim'in (Şeyhan) sahihlerinde
Abdullah b. Mes'ud (r.a.)'ın
rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:
Resûlüllah (s.a.v) bana, teşehhüdü Kur'ân'dan bir sure öğretir gibi öğretti: Bütün tehiyyeler, salavât ve tayyibât Allah'adır. Selam sana ey Peygamber, Allah'ın rahmet ve bereketleri de senin üzerine olsun. Selam, bizim ve Allah'ın salih kullarının üzerine olsun. Ben, Allah'tan başka ilah olmadığına şahadet ederim ve Muhammed'in, Allah'ın kulu ve resûlü olduğuna şahadet ederim.
Doğru olan budur. Çünkü Peygamber (s.a.v.) ashabına böyle öğretti ve ben vefat ettiğimde "Selam Peygambere olsun" şeklinde söyleyin dememiştir.Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.