(9622) no'lu fetvanın birinci sorusu:
Soru 1: Hicrî 1401 yılında Yüce Allah hac farizasını yapmayı bana nasip etti. Bu haccı, hacc-ı kıran yapmak demektir. Yani hac ile umreyi birlikte yaptım. 1402 yılında ise şartlar bana merhum annem adına hac farizasını yerine getirme fırsatı verdi. Bu günlerde temiz ve mübarek topraklara karşı içinde bir özlem hissediyorum. Kabenin etrafında tavaf etmeye ve Safa ve Merve sa'y etmeye özlüyorum.
Bundan
(Bölümün numarası 11; Page No. 329) sonra Hz. Peygamberin mescidini ve iki arkadaşını ziyaret edip ravza-i şerifte namaz kılmak beni kendine çekiyor. Bu isteğe bağlı ameli yapsam, bu konuda saçıp savurma ve israf var mıdır? Bir başka ifade ile farz edelim ki benim param var ve bu para umre yapmaya yetiyor ve önümde de
Afganistan'da İslam mücahitlerine yardım etmek gibi bir proje var.
Bu parayı hangi tarafa harcayayım. Parayı mücahitlere mi bağışlayayım yoksa onunla umre mi yapayım. Allah amelinizin mükafatını versin.
Cevap 1: Umre için yolculuğa çıkmak da Allah yolunda harcamak da hoş ve iyi ameldir. Fakat umrenin faydası onu yapan kişi ile kısıtlıdır. Ama parayı cihada harcamanın faydası sadece harcama yapanla kısıtlı değildir. Dolasıyı ile parayı cihat yolunda harcamak daha evla ve daha faziletlidir. Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.