(Bölümün numarası 1; Page No. 515) İkinci soru ( 5441 ) no'lu fetvadan:
Soru 2: Tarikat ve tasavvuf'a bağlı,
aynı zamanda
cami imam'ı olan birisi cuma günü hutbede; "Bizler, Allah gökte, altta, sağda veya soldadır demeyiz." ifadelerini kullanmakta, bununla beraber insanları, Allah'ın yaratmış olduğu varlıklar olan peygamberler ve velileri tevessül etmeye davet etmekte, Allah'ın farzlarını yerine getirmeyen, insanların evlerini yakıp yıkan, cadde ve sokaklarda bağırıp huzuru kaçıran ve insanları döven kimselere yakınlık gösterip, "Bu insanlar Allah'ın veli kullarıdır" demektedir. Bunlar "Vahdet-i Vücud", Hulul veya daha başka bidatlarla nitelendirilebilir mi? Bu kimsenin arkasında namaz kılınabilir mi? Müezzininin arkasından namaz kılmak caiz midir? Cuma namazlarını diğer camilerde de kılabiliriz ancak, günlük beş vakit namazı bu adamın arkasında kılmak caiz olur mu? Yoksa namazlarımızı evde mi kılmalıyız?
Cevap 2: Öncelikle şunu ifade etmeliyiz ki, Allah'ın gökte ve bütün yaratılmışların üstünde olduğu, ona layık bir şekilde arşa istiva ettiği kesin delillerle sabittir. Allah tealanın dediği gibi
Rahman, Arş'a istivâ etmiştir.
Bu akide,
sahabe,
tabiûn, ve onların izinden gidenlerin oluşturduğu ehl-i sünnet ve'l cemaat akidesidir. Sana, Muhammed b. Ahmed b. Osman b. Kaymaz ez- zehebi'nin kaleme aldığı "العلو للعلي الغفار" (Yüce ve bağışlayıcı olan Allah'ın yücelik vasfı) adlı eseri okumanı
tavsiye ederim.
(Bölümün numarası 1; Page No. 516) Her kim, Allah'ın gökte, altta, sağda veya solda olduğunu kabul etmeyiz derse, o kimse bu düşüncesiyle, sahabe dönemindeki ilim ve iman ehli insanların üzerinde icma ettiği, Kuran ve sünnetin de delalet ettiği inanca muhalif bir düşünce içerisindedir. Bu kimseye doğru olan inancın açıklanması gerekir. Buna rağmen kendi düşüncesini savunmada ısrar ederse bu insan mürted ve kafir olmuştur. Dolayısıyla arkasında namaz kılmak sahih değildir.
İkinci olarak bu kimsenin insanları, Allah'ın yarattığı varlıklar olan peygamberleri ve veli kullarını tevessül etmeye davet etmesi asılsız ve batıl bir davettir. Bu konuda kendisine nasihat edilmelidir. Ayrıca bu şekil bir tevessülle ilgili ayrıntılı bir cevabımız geçmişte olmuştu. Şöyleki; Kişi, Allah'a dua ederken peygamberin hürmeti, bereketi veya salih insanların hürmeti, hakkı ve bereketi adına; "Yarabbi! Peygamberin hürmeti ve bereketi namına bana mal ve evlat ver. Veya beni cennetine koy ve cehennem ateşinden koru." şeklinde dua etmesidir. Böylesi bir dua kişiyi islamdan çıkaracak derecede şirke götürmez. Ancak bu duada, şirke götürücü yolları kapatma ve müslümanı şirke götürecek araçlardan uzak tutma adına yasaklanmıştır. Şüphesiz, peygamberlerin ve salih insanların hürmeti adına dua etme, gün be gün kişiyi şirke sürükleyen etkenlerdir. Günümüzde vuku bulan hadiseler ve yaşanan tecrübeler de buna şahitlik etmektedir. Kur'an ve sünnetten bir çok delil, kişiyi harama ve şirke götürecek unsurların ortadan kaldırılmasının dinin temel maksatlarından birisi olduğunu kesin bir dille ifade etmektedir. Bu ayet buna bir örnektir;
Allah'tan başkasına tapanlara (ve putlarına) sövmeyin; sonra onlar da bilmeyerek Allah'a söverler. Böylece biz her ümmete kendi işlerini câzip gösterdik. Sonunda dönüşleri Rablerinedir. Artık O ne yaptıklarını kendilerine bildirecektir.
(Bölümün numarası 1; Page No. 517) Allah (c.c.), Yaptıkları şey asılsız olmasına rağmen, müşriklerin Allah'tan başka taptıkları ilahlara sövmekten müminleri alıkoymştur. Ki müminlerin bu tavrı, müşriklerin bilmeden ve düşmanca bir tavırla ilahlarına yardım etme adına gerçek ilaha sövmelerine bir vesile olmasın. Allah resulü'nün (s.a.v.), ibadet edilmeleri endişesinden ötürü kabir ziyaretini yasaklaması,erkeğin yabancı bir kadınla başbaşa kalmasını yasaklaması, kadının mahrem yerlerini yabancı erkeklere göstermesini yasaklaması, kadının çekici koku sürünerek öylece dışarı çıkmasını yasaklaması, erkeklere kadınların mahrem yerlerine bakmamalarını emretmesi ve kadınlara gözlerini muhafaza etmelerini emretmeside buna delil sayılmaktadır. Çünkü bütün bunlar kadın fitnesine maruz kalma ve kötü yola düşmenin bir aracıdır. Allah teala şöyle buyurmuştur;
(Resûlüm!) Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır.(30)Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar
. Hadiste Peygamber (s.a.v.)'in şöyle dediği sabit olmuştur;
Allah, yahudi ve hristiyanlara lanet etsin; onlar peygamberlerinin mezarlarını mescid edindiler.
Bir de dua ederken "peygamberin hürmetine" ve benzeri ifadelerin kullanılması ibadet mahiyetindedr. İbadetlerde asıl olan tevkifi oluşudur. (Yani bizlere nakledilen şekillere bağlı kalmak ve onların dışına çıkmamaktır) Ne Allah'ın kitabında, ne Peygamberin sünnetinde ve ne de Ashab-ı kiramın ifadelerinde tevessüle delalet edecek hiçbir şey bizlere ulaşmamıştır. Sonuç olarak tevessülün bir bidat olduğu anlaşılmıştır. Allah resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur;
Her kim işimiz (dînimiz) üzere olmayan bir iş işlerse, o işlediği şey reddolunmuştur.
(Bölümün numarası 1; Page No. 518) Üçüncü olarak: Allah'ın farzlarını yerine getirmeyen, insanların evlerini yakıp yıkan, cadde ve sokaklarda bağırıp huzuru kaçıran ve insanları döven kimseler Allah'ın veli kulları değil, onlar şeytanın dostlarıdırlar. Her kim bunların veli olduğunu iddia ederse o kimse yalancıdır ve o da onlardandır. Bu insanlara yaptıkları şeyin Allah'ın dinine muhalif olduğu izah edilmeli ,böylece bu kimselerin Allah'ın dinine dönüş yapmaları sağlanmalıdır. Tabi bu kimseler namaz kılmıyorlarsa Peygamber'in (s.a.s.) şu sözünden dolayı kafir olmuşlardır.
Bizimle onlar (kafirler) arasındaki tek söz namazdır. Namazı bırakmış olan kafirdir.
Dördüncü olarak: Bu insanın arkasında ne cuma namazı ve ne de vakit namazlar kılınmaz. Dolayısıyla, cuma ve vakit namazlarını, imkan dahilindeki en yakın camide, dininden ve güvenilirliğinden razı olduğun birisinin arkasında kılman gereklidir.Beşinci olarak; Müezzine gelince, onunla ilgili Allah'ın dinine muhalif durumları izah etmemişsin ki, arkasında namaz kılmanın hükmünü açıklayalım.Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.