(Bölümün numarası 11; Page No. 205) (11973) no'lu fetva:
Soru: İki sene önce annemle birlikte hac yaptık. Zilhiccenin dokuzuncu günü
Arafat'a gittik.
Gidişimiz zilhiccenin sekizinci günü akşam saat ikide oldu. Ve orada hacılarla karşılaştık. Bunu müteakip zilhiccenin dokuzuncu günü akşama kadar Arafat'ta kaldık. Ardından
hacılarla birlikte Müzdelife'ye gittik.
Oraya akşam saat 7.30 da vardık. Ve gece saat ikiye kadar müzdelifede oturduk. Sonra şeytan taşlama yerlerine gittik ve şeytan taşladık. Bundan sonra
Mekke'ye gittik.
Kâbe'yi tavaf ettik. Haccın sa'yini yaptık. Ve
sabah
saat beş buçukta Mina'ya geri döndük. Bizimle birlikte bir kişi ve eşi vardı. Bu kişi daha önce defalarca haccetmişti. Kendisi bize de rehberlik yapıyordu. Sizlerden ricam bu haccın doğru yapılıp yapılmadığını bana bildirmenizdir. Çünkü bu kişi bize dedi ki: Sizler sabah olmadan gitmekle hata ettiniz. Sonra biz
üçüncü güne kadar
orada kalmak suretiyle haccı tamamladık. Öğleden sonra şeytan taşladık. Annem hariç veda tavafı yapmaya gittik. Onu Harem-i şerifin dışında bıraktık.
Çünkü
onun âdet kanaması başlamıştı. Ben veda tavafı yaptım ve perşembeye kadar döndüm. Annemin hac yaparken çok yorulduğunu da belirtmeliyim. Bu haccın sahih olup olmadığını bildirmenizi rica ediyorum. Eğer sahih değilse ben onun yerine haccedebilir miyim? Ben kendi adıma daha önce iki kez haccettim. Eğer fidye gerekiyorsa nasıl yapalım? Mekke'de mi
yoksa
kendi ülkemizde mi keselim?
Cevap: Sünnet olan
zilhiccenin dokuzuncu gününün gecesini Mina'da geçirmektir.
Bu geceyi
Mina'da geçirmeyi terk etmeniz halinde bir sakınca yoktur.
Bunun ardından güneş doğduktan
sonra
Arafat'a gitmenizde bir sakınca yoktur. Sabah namazını
kılıncaya
(Bölümün numarası 11; Page No. 206) ve gün ağarıncaya kadar Müzdelifede kalmak da sünnettendir. Fakat yanında zayıf kimseler olan bir kişinin
Müzdelife'den
gece yarısından sonra çıkıp gitmesinde bir sakınca yoktur. Durum anlattığınız gibi ise bir şey yapmanız gerekmez. Annenizin yaptığı hac da sahihtir. Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.