nesli sınırlamak
( 443 ) no'lu fetvanın sekizinci sorusu:
Soru 8 : Hamileliği engellemek için ilaç içen eşlerin hükmü nedir? Ailenin kalabalık olması Avrupa ve başka ülkelerde dini ve insani alanlarda sıkıntılara sebep olmaktadır?
Cevap 8 : Kendisinden amaçlanan şeye, ilaçların yapısı, eş üzerindeki etkisi ve bu ilaçların kullanıldığı zaman diliminde kocanın durumuna göre gebeliği engelleyen ilaçları kullanmanın hükmü değişir. Amaca gelince, bazen kadının gençliğini korumak olmaktadır. Bunda da Allah'ın hikmetine aykırılık vardır. Çünkü Allah (c.c.) nikahı meşru kılmış ve teşvik etmiştir. Nikahın meşru kılınmasının sebeplerinden biri de çocuk yapmaktır.
Ma'kil b. Yesar'in (r.a.) rivayet ettiğine göre:
Resulullah (s.a.v.)'a bir adam gelerek, ben (evlenmek üzere) asaletli ve güzel bir kadın buldum. Ancak kısırdır, çocuk doğurmuyor. Onunla evleneyim mi? diye sordu. Resulullah (s.a.v.): Hayır evlenme, buyurdular. Sonra adam ikinci sefer geldi, yine aynı cevabı aldı. Adam üçüncü sefer de gelince: (Ey insanlar!) vedud (çok seven) ve velud (çok doğuran) olanla evlenin. Zira ben (kıyamet günü) diğer ümmetlere karşı çokluğunuzla övüneceğim" buyurdular.
Ebu Davud,
Nesai
ve Hakim
(Bölümün numarası 19; Page No. 294) rivayet etmiş ve hadis sahihtir demiştir. İlaçları gençliğini korumak amacıyla kullanan kadın kısır kadın gibidir. Resulullah (s.a.v.) onunla nikahı nehyetmiştir. Çünkü doğurmamaktadır. Hadisi şerifin umumuna göre kadının gebeliği tamamen engelleyen bu ilaçları kullanması men edilmiştir. Ancak ilaçları kullanmaktan maksat kadının vücudunda yaşadığı sıkıntılar ise, örneğin her sene doğum yapan bir kadın, bedeni de zayıf ise, hamileliğin sıkıntılarına tahammül gösteremiyor ve doğuma devam ettikçe büyük bir zarar oluşacağını görüyorsa ve bu ilaçları zararı def edecek kadar kısa ve geçici bir müdette içerse bu caiz olur. Ancak yapılmak istenen kadar büyük bir zarar vermemesi gerekir. Şöyle ki, bazı ilaçlar kadının adet gördüğü zaman dilimlerinde bozukluğa, rahim sirozuna, kan basıncının yükselmesine, kalp çarpıntısına ve bunun gibi doktorların ifade ettiği başka sıkıntılara neden olabilmektedir. Bu ilaçların kullanılmasına delil olarak kolaylığı, suhuleti ve sıkıntının giderilmesini ifade eden delillerin umumu gösterilmektedir. Allah Te'âlâ buyuruyor ki:
Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Başkalarına zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur.
(Bölümün numarası 19; Page No. 295) Alimler bu ve benzeri ayetlerden ve sünnetten alınan kaideden (Meşakket kolaylığı celb eder) bu hükmü çıkarmışlardır. Hükmün ilaçların tabiatının değişmesiyle değişiklik arz etme meslesine gelince, açıklaması şudur: Eğer kullanılmak istenen bu ilaçlar ve haplar giderilmek istenen zarar mesabesindeki bir zarardan arınmış ise yukarıda değindiğimiz gibi kullanılması caizdir. Ancak böyle bir zarara sebep olursa kullanılması caiz değildir. Çünkü zarar zararla def edilemez. Zarar verip vermediğinin tespitini işin ehli olanlar yapar. Bu da ilaçları tahlil etmek, incelemek ve muhtemel zararlarını teşhis etmekle mümkündür. Kocanın durumuna göre hükmün değişmesine gelince bunun manası, kocanın izin verip vermemesidir. Bazen izin verebilir bazen de men edebilir. Bazen kocanın bundan haberi olmayabilir. Kadının kocasından izin alması gereklidir. Bu da meşru olacak şekilde kullanmaya bir sebep varsa mümkün olur. Koca da bu durumda izin vermelidir. Ancak meşru bir sebep olmazsa, izine bakılmaksızın bu ilaçları kullanması caiz değildir. Bu durumda izin istese bile kocanın izin vermesi gerekmez. Kadının bu ilaçları kullanmasının vaktine gelince bu değişiklik arz etmektedir. Dolayısıyla buna binaen hüküm de değişir. Kadın bazen ilişkiden önce bu ilaçları ağızdan alır bazen de ilişkiden sonra alır. Ki bu da cenin sperm, pıhtı, embriyo ve ruh üflendikten sonra durumlarında iken kullanılmasıdır. Ruh üflendikten sonra kullanmak kesinlikle caiz değildir. Allah Te'âlâ'nın sözünün umumuna göre
Diri diri toprağa gömülen kıza, hangi günah sebebiyle öldürüldüğü sorulduğunda.(8)Diri diri toprağa gömülen kıza, hangi günah sebebiyle öldürüldüğü.
(Bölümün numarası 19; Page No. 296) Ayette geçen "mev'ude"'nin manası : Diri diri toprağa gömülen demektir. Araplar cahiliyye devrinde bunu yapıyorlardı. Taberi, Kurtubi ve diğer alimler bunu zikretmiştir. Embriyoya ruh üflendikten sonra bu ilaçlar sebebiyle ölürse, bu diri diri gömme hükmüne girer. Çünkü ayetin ifadeleri net ve açıktır. Ancak ruh üflenmeden önceki duruma bakınca, hükmü amacın değişmesiyle hükmün değişmesi durumundaki ile aynıdır. Kadının çok çocukları olmasın diye ilaç kullanmasına gelince, bu gerekli değildir. Çünkü dünyaya gelen her canlının Allah (c.c.) rızkını, ecelini ve amelini yazmıştır. İnsan Rabbine karşı hüsnü zan taşımalıdır. Çünkü Allah (c.c.) kulunun kendine olan zannınca muamele eder. Başarı Allah'tandır! Allah, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.