(2709) no'lu fetvanın ikinci sorusu:
Soru 2: Onların yanında bir kimse öldüğü zaman ölünün bulunduğu yörenin bütün kadınları üç gün süreyle toplanırlar ve ta'ziye dedikleri bir yerde bağırmaya başlıyorlar ve onlar, falan böyle falan böyle diyerek cahiliye feryadı gibi feryat ediyorlar ve bağırıp çağırarak ağlıyorlar. Onlara dedim ki: Bu yol haramdır ve ancak bu cahiliyede bulunur. Bana: "delil getir" dediler.
Cevap 2: Feryat ederek ağlamak ve ölünün iyiliklerini sayıp dökmek caiz değildir. Bunun haram olduğuna
Ebu Said'den (r.a.) rivayet edilen hadis delalet etmektedir ki,
o şöyle demiştir:
Rasûlüllah (s.a.v.) feryat ederek ağlayan ve dinleyen kadına lanet etmiştir.
Hadisi
Ebu Davud rivayet etmiştir.
Niyaha, ölünün şemailini ve iyiliklerini saymak suretiyle sesi yükseltmektir. Ümmü
Atiyye'den
(r.a.) şöyle rivayet edilmiştir:
Rasûlüllah (s.a.v.), feryat ederek ağlamamaya dair bizden söz aldı.
Hadis "müttefekun aleyh"tir.
Bu iki hadis, feryat ederek ağlamanın haram olduğuna ve onu dinlemenin haram olduğuna delalet etmektedir. Çünkü lanet ancak haram olan şeye olur.
Buhari ve Müslim'de
İbn
Mesud'dan (r.a.) aktarıldığına göre
şöyle demiştir: Resûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
(Ölen kimselerin arkasından) eliyle yanaklarına vuran, yakalarını yırtan ve cahiliye adeti üzere dua eden kimse bizden değildir.
Yine Buhari ve Müslim'de Ebu
Musa el-Eş'arî'den (r.a.)
rivayet edilmiştir ki, Resûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Ben başını traş eden, feryat ve figan edip ağıt yakan ve elbisesini yırtan kimseden beriyim.
(Bölümün numarası 9; Page No. 163) Halk, musibet anında başını tıraş etmek; selk, musibet anında ağlamak suretiyle feryat etmek; hark, musibet anında elbiseyi yırtmak ve onu parçalamaktır. Bu babda buna benzeri şeyler vardır.Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.