(368) no'lu fetva:
Soru: Bilinmeyen yerlerden bize mektuplar gelmektedir. O mektuplarda bir çok şeyler söylenmektedir. Mesela: Dünyanın sonu yaklaşmıştır ve şu şu sadakaları vermemiz gerekir. Sadece bu sadakalar mı bizi ahiret azabından koruyacak yahut kıyametin kopmasını geciktirecek? Özellikle bu günlerde Senegal Cumhuriyeti'nden bir mektup
geldi.
Fransızca yazılmış, mühürsüz ve geldiği yer belli olmayan bir mektup. Kendisine Şeyh
Ahmet
denen Medine-i Münevvere'nin
imamı,
(Bölümün numarası 3; Page No. 112) (Bölümün numarası 3; Page No. 113) Mescid-i Nebevi'de cumâ sabahı Kur'ân-ı kerim okuduktan sonra rüyasında Resûlüllah'ı (s.a.v.) görmüş ve ona şöyle demiştir: Geçen cuma ile bu cuma arasında 6000 kişi öldü. Zenginler zekat ve sadakalarını hak sahiplerine vermedikleri için, kadınlar beylerine, çocuklar babalarına itâ'at etmedikleri için ve yine müslümanlar Allah'ı tefekkür etmedikleri ve haccetmedikleri için, onlardan hiç biri Cennete girmedi. Yine ona şöyle dedi: Kıyamet yaklaştı, af kapısı kapandı ve dünyanın sonu yaklaştı. Bundan dolayı, iki ay boyunca pazartesi günleri oruç tutmamız ve Kur'ân okumamız gerekir. Çünkü Kur'ân semaya kaldırılacak. Sonra şöyle dedi: Bunun alâmeti, diğer yıldızlara göre, bir yıldızın çok farklı bir şekilde doğmasıdır. Bunun alâmeti olarak güneş, semanın ortasında duracaktır. Yine şöyle dedi: Bu daveti kardeşlerine ulaştırması gerekir. Onu ulaştırdığı zaman hiç beklemediği bir taraftan Allah onu rızıklandıracak ve borçlu ise Allah borcunu ödeyecektir. Kıyamet gününde Cennette peygamberle beraber olacaktır. Bu daveti kim ulaştırırsa, mesrur olarak uyur yahut sadıklardan ise ölümü arzu eder. Çalışma ve sıkıntı yahut Allah'a ve Resûlü'ne (s.a.v.) itâ'at olmaksızın Cennete ulaşılır mı? Yine dediler ki: Bu daveti duyan ve tebliğ etmeyen fakir ve borçlu olarak yaşar, münafıklarla beraber ölür ve cehennem ehline benzer. Biz biliyor ve Allah'a inanıyorduk ki, Cennete gireceğiz, bu dünyada rızkımız Allah'ın fazlı keremindendir ve Allah dünya ve ahirette adaletiyle azap edecektir. Güzelliğimizle, malımızla ve çocuklarımızla değil, bilakis Allah'a itâ'ata, Kur'ân okumaya ve ayetleri anlamaya sevk eden, dünya ve ahirette Onun rahmetini ummaya sevk eden bir korkuyla:
Ey iman edenler! Sabredin; (düşman karşısında) sebat gösterin; (cihad için) hazırlıklı ve uyanık bulunun ve Allah'tan korkun ki başarıya erişebilesiniz.
Yüce Allah doğru söyledi. Yine şöyle buyurdu:
Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim.
Yüce Allah doğru söyledi.Buna benzer örnekler, insani ve islami ruha aykırı olmasından dolayı, bu dine girmek isteyenleri, onlara yönelik amellerimiz de fazlasıyla şüpheye düşürüyor. Çünkü şu anda islam memleketlerinde müslümanları görüyor ve islam'ı göremiyoruz. İslam memleketi olmayan yerlerde islam'ı görüyor, müslümanları göremiyoruz.
Cevap: Medine-i Münevvere'de
Şeyh Ahmet denen
bir imam
bulunmamaktadır.
Medine'de idari işleri yürüten tam idari hükümi ( Devlete mensup) bir yönetim ve emirlik vardır.
Şu anda
Mescid-i Nebevi'nin bir imamı vardır.
O da Şeyh Abdülaziz b. Salih'tir.
Uzun senelerden beri
Mescid-i Nebevi'nin
Şeyh Ahmet denen bir imamı
olduğunu bilmiyoruz.
Ondan size yazılan ve dağıtılan hikaye, uydurulmuş yalan bir hikayedir. Şeyh Abdülaziz b. Abdullah b. Baz
bu konuda, hikayenin uydurulmuş bir yalan olduğunu açıklayan geniş bir
makalesi vardır.
(Bölümün numarası 3; Page No. 114) (Bölümün numarası 3; Page No. 115) (Bölümün numarası 3; Page No. 116) (Bölümün numarası 3; Page No. 117) (Bölümün numarası 3; Page No. 118) (Bölümün numarası 3; Page No. 119) (Bölümün numarası 3; Page No. 120) Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.