(15151) Numaralı fetva:
(Bölümün numarası 10; Page No. 296) Soru: Bu yıl ilk kez hac farizasını eda ettim.
Karn-ı Menazil isimli mîkat mahallinden
hacc-ı ifrada niyet ederek ihrama girdim. İhram elbisesini giydim.
Telbiye getirdim (Lebbeyk okudum) ve Mekke'ye geldim.
Kudüm tavafı yapmak için Beytulah'ı yedi tur tavaf ettim. Sonra Makam-ı İbrahim yakınında iki rekat sünnet olan tavaf namazı kıldım.
Sonra Safa ve Merve tepeleri arasında yedi kez sa'y ettim.
Sonra Arafat gecesi geceyi Mina'da geçirmek üzere oraya doğru yola çıktım. Zilhiccenin dokuzuncu günü güneşin doğuşundan batışı sonuna kadar Arafatta vakfe yaptım.
Arafatta öğle namazı ile ikindi namazını birleştirerek öğle vaktinde kıldım (cem- takdim). Sonra Arafat'tan indim ve Müzdelifeye geçtim. Orada da akşam namazı ile yatsı namazını birleştirerek yatsı vaktinde kıldım (cem-i te'hir).
Müzdelife'de geceyi geçirdim ve sabah namazını burada kıldım.
Meş'ar-i Haram'da (müzdelifenin sonunda Kuzeh tepesinin civarı) dua ettim.
Sonra bayram günü güneş doğduktan sonra akabe cemresi yaptım (büyük şeytan taşladım).
Ardından saçımı kısalttım.
Sonra Mekke'ye doğru yola çıktım ve orada ifaza (farz) tavafı yaptım.
Çok yorgun ve bitkindim. Tansiyon hastası olduğum için Kabe'de üst katta tavaf yaptım. Zira çok yoğun kalabalık vardı.
İki tur tavaf ettikten sonra gidip tekerlekli sandalye kiraladım ve kalan tavafı onunla tamamladım.
Tavaf bittikten sonra yorgunluk ve bitkinlikten yere uzandım. İki rekat sünnet olan tavaf namazını kılamadım. Yerde öylece kaldım ve kendime gelemedim. Ancak akşam ezanını duyunca kendime geldim ve abdest alıp namaz kıldım. Sonra oturur halde yatsı namazını kıldım. Tekerlekli sandalye ile tavaf yaparken
zaman zaman elimdeki bastonla alçak sesle habersiz olan insanları uyarıyordum ki sandalyenin tekerlekleri onları rahatsız etmesin.
İki kez su içtim. Bunda bir sakınca var mıdır? Bundan sonra Mina'ya yöneldim. Zilhiccenin on bir ve on ikinci gecelerini orada geçirdim. Sonra bayramın ikinci ve üçüncü günü zevalden sonra akşamdan önce üç şeytana küçükten başlayarak taş attım.
Fakat attığım taşların sütunun dibindeki çukura düştüğünden emin değilim.
Yediden faza taş atıyordum. Bayramın üçüncü günü şeytan taşladıktan sonra Mekke'ye doğru yola çıktım. Harem'e girdim. Harem-i Şerif, bütün katları ile izdihamın zirvesinde idi. Yüksek tansiyon hastalığıma ilaveten baldırımın derisi soyuldu.
Bu da yürümemi imkansız hale getirdi. Öylece kaldım. Sanki iki kızgın demir çubuk uyluklarıma batıyordu.
Bu yüzden veda tavafı
yapamadım.
Öte yandan aynı gün için daha önceden rezervasyon yaptırmıştım. Duydum ki veda tavafı maliki mezhebine göre sünnettir diğer
imamlara (müçtehitlere göre)
(Bölümün numarası 10; Page No. 297)
göre ise vacip olup, terk edilmesi halinde
dem (kurban)
kesmek
gerekir.
Başka
bazı müçtehitlere göre ise vacip olup, terk edilmesi halinde bir şey gerekmez. Soruma gelecek olursak; benim haccım sahih midir? yoksa nedir? Ne yapmam gerekir? Bana cevap veriniz. Allah da size olan nimetini artırsın. Allah ecrinizi ve sevabınızı artırsın.
Cevap: Şeytan taşlarken attığın taşlar direğin dibindeki çukura düştü mü, yoksa düşmedi mi diye şüphe duyduğun için fidye vermen gerekir. Ayrıca veda tavafını terk ettiğin
için
bir başka fidye daha gerekir. Fidyeden kasıt, kurban kesilebilecek vasıfta bir koyundur. Bunun etini Harem'in fakirlerine yedirirsin. Eğer fidye bulamazsan her fidye karşılığı on gün oruç tutmalısın. (Bölümün numarası 10; Page No. 298) Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Muhammed'e, âline ve ashâbına salât ve selam etsin.